1 Temmuz 2013 Pazartesi

Bilgi Kitabı (Tarikat Görünümlü Sapık Örgüt)

Bilgi Kitabı (Tarikat Görünümlü Sapık Örgüt)

Makale 1: Tarikat Görünümlü Sapıklık Örgütü

Vedia Bülent Çorak garip ve sapık bir tarikat kurdu. Adına para bastırdı. 2014 yılını kıyamet günü ilan etti. Hızla yayılırken, işin içine para girince herşey tepetaklak oldu.

Vakıf görüntüsü altında tarikat grubu halinde yayılan ‘Mevlana Yüce Vakfı’na eski üyeleri savaş açtı. 2014’te kıyametin kopacağını ve sözde kutsal kitaplarıyla hüküm süreceklerini öne süren vakfın başkanı Vedia Bülent Çorak, yolsuzlukla suçlanıyor...

Dünya Kardeşlik Birliği Mevlana Yüce Vakfı, 2000’de kıyametin kopacağını duyurmasıyla tanındı. Binlerce üyeli vakıf şimdi de 2014’ü belirleyerek yeni müridler edinmeye ve para toplamaya başladı. Vakıf Başkanı Vedia Bülent Çorak adına para bastıran örgütlenme, 18’li tarikat grupları halinde dünya çapında yayılırken, eski üyeleri ve ilahiyat profesörleri ise hukuk savaşı başlattı.

İLK DAVALAR BOZULDU

Daha önce açılan davalarda yerel mahkeme, yasalara aykırı hareket ettiği gerekçesiyle derneğin kapatılmasını istemişti. Ama o dönemde vakfın üyesi ve avukatı Yıldız Özalpman, Yargıtay’a başvurup davayı durdurdu. Dernekten ayrılan Özalpman ve birkaç eski üye, bu kez derneğin yolsuzluk yaptığını ileri sürerek mahkemeye başvurdu. İstanbul Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı soruşturma açtı... İlk duruşma 13 Kasım’da...

AÇIK HESAPTA TOPLANIYOR

Bağdat Caddesi’nde kurulan vakıf, esrarengiz bir yapılanma yürütüyor. Her yıl 1 Kasım’da toplanan 81 il temsilcisi, 80 YTL giriş ücreti ödüyor... Temsilciler devlet adamları ile görüşüyor, sanatsal etkinliklerde bulunuyor. Başkan Çorak, yazdığı Bilgi Kitabı ile kutsal kitapların devirlerinin sona erdiğini iddia ediyor. Kendisini peygamber ilan eden Çorak, Mevlana’nın yeryüzündeki bir yansıması olduğunu söylüyor.

TİYATRO KURMUŞLAR

Derneğin 1995’te mali bölümüne atanan, daha sonra istifa eden Gülay Akdağ’ın iddialarına göre, Bilgi Kitabı 4 dile çevrilerek 75 eurodan satılıyor. Etkinlikler ve satıştan toplanan paralar, Çorak’ın belirlediği özel kasa görevi yapan kadınlarda toplanıyor. Derneğin üyesi Selma Aras ve tiyatrocu Seden Kızıltunç’un kurduğu ‘Kozmoz Evrensel Tiyatrosu’ da vakıf için faaliyet gösteriyor.

PSİKOLOJİLER BOZULUYOR

Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli olduktan sonra derneğe üye olan Kıdemli Albay Yıldırım Özalpman ve derneğin hukuk kurulunda görevli avukat eşi Yıldız Özalpman da yapılan yolsuzluklar nedeniyle vakıftan istifa edenlerden. Özalpman, bu dernek ve vakfın, tekke ve tarikat düzeni içinde çalışmalarını yürüttüğünü açıkladı... Yıldız Özalpman ise ‘Vakfa katılanlar zaman içinde irade zaafına uğruyor... Ağır psikoza varacak şekilde hastalanıyorlar’ diye konuştu.

TOPLU İNTİHARLARA NEDEN OLABİLİR

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz, Prof. Dr. Mustafa Öz ve Prof. Dr. İlyas Çelebi, bir komisyon oluşturarak ‘Bilgi Kitabı’ hakkında rapor hazırladı. Din mensuplarının tahkir edilerek kitabın kutsallaştırılmaya çalışıldığı ifade edildi.

Kitapta yer alan şarlandırmaların ABD’deki örnekleri gibi ileride toplu intihar yaşanma ihtimali vardır denildi. Doç. Dr. Ramazan Biçer de bu gizli tarikatı incelediğini söyledi. Biçer, ‘Çorak, kendisine ilahi bir kişilik kazandırarak, üyelerini dolandırmaya çalışmaktadır’ dedi.

FİKRET HAKAN DA TUZAĞA DÜŞMÜŞ

Ünlü sanatçı Fikret Hakan’ın da Mevlana derneği zannettiği ‘Dünya Kardeşlik Birliği Derneği’ne’ bir süre girerek faaliyetlerine katıldığı ortaya çıktı. Ünlü sinema sanatçısı ‘Daha ilk günden bana uzaydan indiği söylenen bazı mesajları okutmaya kalktılar. Her toplantıda sürekli fasikülleri okutuyorlardı. Baktım yaptıkları işin Mevlana ile ilgili bir yanı yok. Ben de bu dernekten çıktım’ diye konuştu.


Makale 2: Sapık İnanışlar Kıskacında Türkiye.

Konu: Misyonerlik Faaliyetleri ile İlgili Şikayet
Tarih: 04.01.2008


Sayın İlgili,

350 senedir Osmanlı coğrafyasında Hıristiyan devletler tarafından oynanan dinsizleştirme oyunları, son 20 senedir Anadolu topraklarında büyük hız kazanmıştır. Bu durum, kamu vicdanı olarak Müslüman Türk halkını endişelendirmekte ve üzmektedir. Kimse eşinin ve çocuklarının Hıristiyanlaştırılmasını ve hatta r0;ahlaksız, bilinçsiz, vicdansız, sorumsuz, kolayca güdülebilenr1; insanlar haline gelmesini istemez.

Bu bakımdan, misyonerlik faaliyetleri ilgili bir araştırma yürütmüş bulunuyoruz. Ayrıca oturduğumuz muhit olan İzmirr17;in Şirinyer semtinde ve hatta oturduğum apartmanın dükkan katında r0;Mevlana Yüce Derneğir1; diye misyoner bir dernek açıldı. Bu durumdan müthiş derecede rahatsız olduk ve devlet - resmi makamlarına bu rahatsızlığımızı iletmek istedik.

Araştırmalarımızın gözler önüne serdiği üzere, ülkemiz üzerinde;

1. Dinsizleştirme ve geleceğimizi töhmet altında bırakma,
2. Ekonomik buhrana sürükleyip ülke ve millet olarak maddi ve manevi çıkış yollarımızı bozma ve engelleme,
3. ABD ve AB (Hıristiyan devletler) politikalarına ve çıkarlarına, Haçlı Seferleri ruhunun psikolojik ve maddi yanına uygun davranmamızı sağlama,
4. Öncelikle milli kimliğimiz olan Türklüğü yok ederek sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kavramını, ardından bunu da yok ederek sadece Müslüman kimliğini, sonraki aşamada bu da yok edileceği için "köle sürüleri" kavramını var etme, bunu halka kabul ettirme,
5. Birinci evrenin sonraki aşamasında Müslüman kimliği üzerinde bölünmeler yaşatarak; Türk-Kürt-Alevi-Hıristiyan(laştırılmış) tebaa ayrımını sağlama,
6. Ülkemizden mal satın alarak, borsamızda milyarlarca dolar para döndürüp faizini devletin sırtına bindirerek, dış borca her gün 120 milyon dolar faiz öder hale getirerek ülkemizin geleceğini haciz altına alma

şeklinde süre giden faaliyetler uygulanmaktadır. Kimileri bunlara "faraziye komplo teorileri", kimileri "saçmalıkr1;, kimileri "birşey yapamazlar, korkacak birşey yok" demesine karşın memleketimizin her yanında Hıristiyanlaşma faaliyetleri devam etmektedir. Elinde İncil, boynunda haç ile dolaşan bir sürü batı kültürü hayranı genç insan görüyoruz. Batı heveslisi veya kimlik bunalımındaki insanların yenilik arayışları doğrultusunda her sene yeni inanışlar ve yeni uyduruk dinler türemektedir. Kimi insanlar her sene din değiştirir olmuştur. Böyle durumlar; aile kurumu ve toplum üzerinde büyük tahribatlar yapmakta ve insanları psikolojik bunalımlara sürüklemektedir.

Hıristiyan devletlerin Müslüman devletler üzerinde oynadıkları bu oyunlar elbette ki kabul edilemez. Nereden hangi oyuna başladıkları onlar için önemli değil. Öyle bir plan hazırlanmış ki sadece Müslüman ülkeleri tüketme ve köleleştirme üzerine herhangi bir çalışma yapılması onların ekmeğine bal sürmektedir. Dünya Kiliseler Birliğinin, Skulls and Society Cemiyetinin, mason localarının, Avrupa Birliğinin; Türkiye ve Müslümanlık kimliği üzerindeki 350 seneden beridir süren planları ortaya çıkartılmıştır. 2020 senesine kadar Türkiye halkının % 10r17;unun Hıristiyanlaştırılması ve Türkiyer17;nin bölünmesi planlanmaktadır. Aydın ve uyanık geçinen mason ve hatta gizli dönme Hıristiyan tebaa ülkemiz üzerinde oynanan planlara yardım etmekte, feraset sahibi olup r0;olanları görenr1; insanları aşağılayarak onları halk arasında r0;küçük düşürmeye ve hatta kafayı yemiş konumuna getirmeyer1; çabalamaktadırlar. Böylece ortam onlara ve ütopyalarına kalacaktır.

Son 20 yıldır ülkemizde hız kazanan "misyonerlik ve siyonist" faaliyetler; içiçe geçmiş ve yardımlaşa hareket eden organizasyonlar haline getirilmişlerdir. Misyonerler; İslam dinini çökertmek üzere her türlü sapık inanışı ülkemize sokmaya çalışmaktadırlar. Masonlar ise; 3 büyük dernekleri vasıtası ile ülkemizdeki maddi ve manevi yapılar, dengeler üzerine söz sahibi olmaya ve kontrolü tamamen ellerine almaya çalışmaktalar. Bir de misyonerler ile masonlar arasında kavramlar türemiştir. Bunlar da Skulls and Society, Scientology, Dünya Kardeşlik - Mevlana Yüce Derneği (Vakfı) gibi tarikatlardır. Kullandıkları amblemlerden de bunları rahatlıkla görebiliyoruz.

Bu dernekler ve vakıflar bugün mahalle aralarına varasıya merkezler kuruyorlar ve insanların beyinlerini yıkamaya devam ediyorlar. Hem de seans başına 100 dolar gibi rakamlara.. İslam Tasavvufunda izah bulan yöntemleri değiştirip "para kazanç yolu" haline getirmiş olan sapık tarikatlar, insanları sistemsiz olarak "sözde en yüksek erdem kapısına" getirmek üzere soyup soğana çevirmekte ve psikolojik dengelerini alt-üst etmektedirler.

Ayrıca bu tür oluşumlar, girdikleri semtlerde ve mahallelerde sorunlar oluşturmakta, bu da yetmiyormuş gibi çevre sakinleri üzerinde duygu sömürüsü yapılmakta, insanların ses çıkartmaması için dernek üyelerince çevre sakinlerine tehditler savrulmakta, bulundukları apartmanların elektrik ve su tesisatlarına ciddi zararlar vermekte ve bunun bedelini apartman sakinlerine ödetmeye çalışmaktadırlar. İnançlarına ve yaşam tarzlarına aykırı bu tür oluşumlar çevre sakinlerinin sinirlerini bozmaktadır.

Halkımızın milli ve manevi birlik, beraberlik, huzur ve mutluluğunun bozulmaması, kavgalar çıkmaması açısından bu tür sapık, gereksiz, çıkar amaçlı oluşumlara ülkemizde izin verilmemesi, bu tür oluşumlar içinde olanların her yönden en ağır yaptırımlar ve cezalar ile karşı karşıya kalmaları gerektiğine yürekten inanmaktayım. Allah tarafından gönderildiği "ilimle, mucizelerle, ilahi buyruklarla, ahlaki düsturlarla, manevi hal ile" sabit olan İslamiyeti küçük düşürme, aşağılama, parçalama, yok etme; Müslüman halkın birlik ve beraberliğini bozma, halk arasına nifak sokma, halkın psikolojini bozarak kavga ve vahşet ortamı hazırlama amaçlı bu tür sapık ve batıl inanışların ülkemiz coğrafyasından silinmesi gerektiğine yürekten inanmaktayım.

"Bizden başka yere gidersen mahvolursun" diyerek insanları tehdit eden bu oluşum, insanların maneviyatı ile oynayarak kendilerine çıkar ortamı yaratmaktadır. Bir de üstelik "Atatürk, Mevlana, Abdülkadiri Geylani" gibi insanlığa üstün hizmetleri dokunmuş ve manevi alemimizde önemli yer oluşturan şahsiyetlerin "uzaydan geldiklerini" iddia edecek kadar ileri gitmektedirler.

Devletin öncelikli görevlerinden birisi de; halkının ruhi dengesini ve inanç bütünlüğünü korumak, halkın dirlik ve düzenini ayakta tutmak, huzurlu ve mutlu bir yaşamı tahsis etmektir. Boşvercilik, bananecilik ile bir yere varılamaz, bir yerlere yaranmak pahasını halk heba edilemez.

Son Haber / 31 Aralık 2007:

Hürriyet Mah. Namık Kemal Caddesi No:112 Şirinyer / İzmir adresinde bakkalın hemen yan tarafındaki, eski kahvehanenin bulunduğu ve yaşlı bakım evinin karşısındaki yere misyonerler mekan kurmuş durumdadır. "İnsanların uzaydan geldikleri" gibi saçma sapan şeyler anlatıp "misyoner broşürleri" dağıtmaya başlamışlar. Daha baştan "burası Mevlana ile ilgili bir dernek olacak" demişler. Geçen gün perdeleri sıkı sıkıya kapalı olan bu yerlerinde ilk toplantılarını yaptılar. Böyleleri ile daha evvel de karşılaştım. Kanun yolu ile olmazsa cebren buradan söküp atacağım adamları. kendi dediklerine göre 800 üyeleri varmış bunların. Adı da "Dünya Kardeşlik Merkezi Birleşimi - Mevlana Yüce Derneği" gibi birşey... Lafta "dünya birlikleri" varmış. Araştırmalarıma göre bu adamlar sapık r0;Scientology Tarikatır1; Türkiye mümessili mensupları. Atatürk, Mevlana gibi insanların r0;uzaydan geldiklerinir1; iddia ediyorlarmış, alfa-beta gezegenlerinden, 14.boyuttan bahsediyorlarmış. Üyelerinden de seans başına 100 dolar alıp, onları yüce mertebeye getiresiye kadar yüzlerce seans eğitim veriyorlarmış. Dünyada 8-10 milyon üyeleri varmış. Arada r0;İsa Mesihr1; diye misyoner anlatılarının olduğunu da duyduk.

Mekân sahiplerinin "böyle yerler açacak olanlara mal satmamaları veya kiraya vermemeleri de gerekir. Bir yandan "ben elhamdülillah Müslümanr17;ım" diyeceksiniz, öte yandan "Hıristiyan misyonerlere olanak sağlayacaksınız".. "Ben bilmiyordum" demek te geçer yol değildir. O zaman "araştırmadan, soruşturmadan" kimseye malınızı satmayacak veya kiralamayacaksınız. Aksi durumlar için "sözleşmenize madde ilave edecek ve eğer böyle durumlar hasıl olursa derhal onları çıkartıp süreceksiniz".. Apartman sakinleri de böyle durumlarda derhal tepkilerini ortaya koymalı, imza toplayarak "karakola, valiliğe, kaymakamlığa, müftülüğe, basın organlarına" durumu bildirmeli ve apartmanlarında bu kişilerin kovulmasını sağlamalıdırlar.

Kendilerine sorsanız r0;bu derneğin veya vakfın herhangi bir masonik veya misyoner faaliyeti olmadığınır1; söylerler. İki bariz delil vardır ki bu söylemi yalanlar:

1. Derneğin ambleminde olan üçgen içinde yazılar; bilindiği gibi mason teşkilatlarında r0;Horusr17;un Gözür1; diye geçen ve masonlar için altın devirler olan r0;Mısır dönemini anlatan piramit üçgenir1; sembolik olarak masonları anlatır. Mevlana Yüce Derneği - Vakfı sembolü de piramit üçgenidir ve r0;Horusr17;un Gözür1; yerine de r0;Mevlanar1; yazarak r0;Mevlanar17;nın kutsallığır1; mekanizması doğurulmuştur.

2. Yapılan incelemelerde r0;derneğin öğretileri arasında her dinden ve inanıştan bir parça olduğu görülmektedir. Yeni Şafakr17;ta çıkan bir haberden alıntı yaparsak:

r0;Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz, Prof. Dr. Mustafa Öz ve Prof. Dr. İlyas Çelebi oluşturdukları bir komisyonla Bilgi kitabını inceleyerek bir rapor hazırladılar. "Bilgi kitabının din kitabı olmadığı bildirildiği halde, tanrısal merkezli bir kitap olarak vurgulanması büyük bir çelişki içeriyor" ifadesine yer verilen raporda, kitabı yazan kişinin de çelişkileri fark ederek, bu çelişkilere bilinçli olarak yer verdiği belirtildi.

Raporda, Bilgi Kitabı'na göre üç üyenin ortak hesap açmaları gerektiği ve bu hesabın direkt olarak başkan tarafından da kullanılabilmesine olanak sağlandığı böylece yasal olmayan yöntemlerle üyelerden para toplandığı saptandı. Raporda şunlara yer verildi: "Kitap Hinduizm, reenkarnasyon, Kabala mistisizmini, Hıristiyanlıktan Teslis'i, Batınilik'ten Hurufiliği, Tasavvuf'tan Vahdet'i Vücud'u, milenyum akımlarından UFO'culuğu alarak birleştirmeye çalışan tutarsızlıklarla dolu bir eserdir. Bilgisiz, cahil, eleştiri kabiliyeti olmayan ve istismara müsait insanları kandırmak ve yanlış yollara sürüklemek için bir araç. Bu nedenle insanlara okutularak dikte ettirilmesi sakıncalıdır. Türk toplumunun aile yapısını darbe vurucu nitelikte toplumsal düzeni ve birliği bozacak özellikte bir kitaptır." Çorak, yazdığı Bilgi kitabının Alfa Kanalı'ndan kendisine yazdırıldığını, hatta bu kitapla diğer bütün kutsal kitapların devrinin sona erdiğini iddia ediyor.r1;
Hıristiyanlıktan r0;teslis inancını - üçleme / Baba, oğul, kutsal ruhr1; aldıkları belirtilmektedir. Dolayısı ile yaptıkları faaliyet; misyonerlik ile sapık tarikat Vahhabilik arasında gezen bir çizgidedir. Bu durum, misyonerlerin ekmeğine bal sürmektedir. Çünkü halkı r0;sapık bir inanca sürüklemekter1; ve dinsizleştirmektedir.

Böyle gayri-dini ve gayri-ahlaki propaganda merkezlerinin apartmanlarımız ve mahallelerimizde barınmaması için apartman ve mahalle sakinlerince r0;imza toplanıpr1; belediye, kaymakamlık, valilik makamlarına başvuruda bulunup r0;mülk sahibi olsalar dahir1; buradan çıkartılmaları sağlanabilmektedir.

Ayrıca, toplantı merkezlerine bağlamış oldukları 3 adet klima yüzünden, yaptıkları 2 toplantının ilkinde apartmanın elektrik panosunu yaktılar, ikincisinde de elektriği direkten attırdılar. İlkinde ortaya çıkan 600 YTLr17;lik masrafı da ödememek istemektedirler. r0;Apartmanın tel sisteminin çürük olması onların suçu değilmişr30;r1; Ancak apartman yapılalı beri böyle hiçbir sorun da yaşanmadığı kesindir. Kimse onların başı bozuk tavırlarını çekmeye zorlanamaz.

Yaklaşık 72 sayfalık bir araştırma çalışmam da aşağıdaki linkte mevcuttur. Buradan indirerek "her Müslüman Türkün mutlaka bilmesi gereken bilgileri" içeren, ülkemiz üzerine oynanan gizli oyunları aktaran "ARAŞTIRMA-MİSYONER.pdf" isimli araştırma broşürümüzü aşağıdaki linkin altından temin edebilirsiniz. Bu dosyanın dikkatle okunmasını tavsiye ederim. Birçok kaynaktan derleme ve özgün yazılarla aktarımlar mevcuttur.

Resmi kurumlardan ve devletimden talebimiz:

Halkımızın ruhi dengesinin korunması, bu vatan uğruna nice kahramanlıklar yapan ve Allah ile r0;yakin olmar1; ölçüsünde canlarını veren atalarımızın ruhlarının şad olması ve rahat etmeleri, din-i İslamiyyenin muhafazası ve her daim muzaffer kılınması, kıyamet kopmadıkça Türk kimliğimizin korunması, insanımızın Müslüman kimliğine gelebilecek her türlü saldırının önlenmesi, devletimizin milletimizle uzlaşık olmasını, ülkemizin birlik ve beraberliğinin sağlanarak korunması bakımından r0;her türlü misyoner faaliyetin önlenmesi, halk içinden temizlenmesi ve bir daha böyle faaliyetlerin yapılmaması için gerekli tedbirlerin alınmasır1; konularında taviz verilmeden çalışmaların yapılmasını talep ediyorum. Avrupa Birliği veya her ne melem olursa olsun, bizi r0;kimliğimizi koruma, ülkemize sahip çıkma ve dinimizi yaşama hususlarında engelleyememelir1;. Zira bu dünyanın bir de ötesi var. Bizler r0;Allahr17;a inanan insanlarr1; olarak üzerimize düşen görevleri yapmalıyız.

Konunun araştırılarak gerekli cezai işlemlerin yapılması, halkın aklını ve inancını bulandırıcı bu tür faaliyetlerden duyduğum büyük rahatsızlık dolayısı ile bir kamu vatandaşı olarak şikayetimin değerlendirilmesini, halk arasında infial yaratan bu tür sapık inanç oluşumlarının ebediyyen ülkemizde yasaklanmasını, anayasal hakkımız olan "din ve vicdan hürriyetimize müdahil olunduğu için" adı geçen derneğin ve vakfın kapatılmasını ve yöneticileri-üyeleri dahil olmak üzere başka bir isimle dahi olsa herhangi bir sivil toplum örgütü kurma girişimlerinin ebediyyen yasaklanmasını istiyorum.

Birgün çocuklarımız eve r0;elinde İncil ve boynunda haçr1; ile gelmeden evvel İslamiyeti koruma, dinimizi yaşama ve çocuklarımıza - ailemize anlatma görevimizi hatırlayalım. Devlet ve millet olarak bunların önünde r0;İslamr17;ın Seddir1; gibi duralım. r0;Korkak, bencil, bananeci, kendi keyfini düşünücü, çıkarperestr1; davranışlar sergileyerek üstümüze gelen tehlikeleri bertaraf edemeyiz. Mahallemizde çıkan yangın, birgün bizim evimizi de mutlaka saracaktır.

Biz r0;kamu vatandaşlarır1; olarak, bu tür oluşumlara r0;inanç veya her ne adına olursa olsunr1; izin verilmemesini, Avrupa Birliği sevdasına bunlara göz yumulmamasını talep ediyoruz. Ayrıca bizim milli kültürümüze, geleneklerimize ve İslam inancımıza saygı duymayacaklar, onun üzerine komplolar kurup duracaklar, bizlere abuk bozuk kültürlerini, ahlaklarını, dini inançlarını empoze etmeye devam edeceklerse Avrupa Birliğir17;ni de istemiyoruz. Ne ABr17;ye, ne ABDr17;ye, ne uzayın Sirius gezegeninden gelenlere, ne de Yahuda Şahitlerinin öğretilerine ihtiyacımız, ne de bozuk ve uydurma tarikatlara sempatimiz ve talebimiz yoktur. Aza kanaat getiririz, temiz yaşarız, imanımızla ölürüz. Bizim isteğimiz budur.

İslam, tarih boyunca hiçbir zaman r0;insanların önüne bilimsel, kültüre, sosyal gelişimi engelleyicir1; bir faktör olarak çıkmamıştır. Aksine insanları r0;bilime, aydınlığa, aklın gücüne, gelişimer1; davet etmiştir. r0;İki günü bir olan bizden değildirr1; r0;ilim Çinr17;de bile olsa onu alr1; gibi sözler ile Kurr17;n-ı Kerimr17;de sık sık geçen r0;r30;.. bu hususta düşünen akıl sahipleri için ibretler vardırr1; ifadeleri bunu destekler. Kimse bunun aksini de iddia edemez. Edeni de biz r0;cehaletler1; ve r0;kasıtlı kötüleme davranışıylar1; yorumlarız.

İlgililere ve bilgi sahibi olmak isteyenlere ihtiyaten ve ikazen duyurulur!

Saygılarımızla,

Turkish Power Team
Anti-misyoner Grubu
2008


"Bir toplumda cahillik marifet sayıldığında, cahile hürmet edilip baş tacı edildiğinde, işbilmeze ve tecrübesize yöneticilik iradesi yüklendiğinde, akıllı zekinin altında ezildiğinde, dilbazlar akılbazlara hükmetmeye bırakıldığında, hak savaşında haklı olan haksızın inisiyatifine terk edildiğinde, okumak değil para kazanmak ile gösteriş marifet kabul edildiğinde, sıkıntı çekene sırt dönüldüğünde, çalışan ile ilgilenilmediğinde, paylaşımcılık öldüğünde, sevgi ölüp cinsellik geçerli olduğunda, amasendecilik ve bananecilik toplumun iliklerine işlediğinde, yaşam ve dünyanın özkaynakları bilinçsizce ve sorumsuzca tüketildiğinde, doğal yaşam alanları yok edildiğinde, her anlamda dünyanın dengesi yerinden oynatıldığında, akılsız ve fikirsiz insanların sözü geçtiğinde, çürük elma ile sağlam elma yer değiştirdiğinde, bilim adı altında dinler uydurulduğunda, rahmani inanç sistemi baltalanmak istendiğinde, uçan kuş suratına tükürdüğünde, horozlar konuştuğunda, inekler sütten kesildiğinde, gök gri bir bulutla örtüldüğünde, su savaşlarında toplumlar helak olduğunda, gök gözlü bebek ağlamayı kestiğinde, bir bez ile dört tahta üstüne örtüldüğünde, idarecilik Hak katından verilmeyip insanlar tarafından zaptedildiğinde, Hakka dönük değil kula dönük yaşandığında, cahil eğitmli olanın üstüne bastığında, kesif bir kokunun insanların ciğerlerini kavurduğunda bil ki artık KIYAMET KOPMUŞTUR ve son umudunu da çoktan geride bırakmışsındır.. BURGUT."

" ARAŞTIRMADAN, SORUŞTURMADAN, DÜŞÜNMEDEN, SAĞLAM TEMELLERE BASMADAN, DOĞRU BİLDİKLERİN İLE İLGİLİ GEÇERLİ EVRENSEL BİR ÇIKIŞ NOKTASI YAKALAMADAN SADECE ENANİYET İLE OLAYLARA VE DÜŞÜNCELERE YAKLAŞMA.. FERASETİ KAPALI BİR İNSAN KADAR KÖR OLANI DA YOKTUR... FERASETİ KAPALI BİR İNSAN KADAR YANLIŞ KARAR ALANI DA YOKTUR... FERASETİ KAPALI BİR İNSANIN SÖYLEDİKLERİNİ CİDDİYE ALAN DA YOKTUR... "BİLİYORSAN KONUŞ FEYZ ALSINLAR, BİLMİYORSAN SUS ALİM SANSINLAR". BOŞ KONUŞAN BOŞ YAŞAMIŞ DEMEKTİR. KONUŞMUŞ OLMAK İÇİN VEYA NEFSİNE DOKUNDU DİYE KONUŞMA, YANILIRSIN, ALDATILIRSIN, DIŞLANIRSIN.


-ALINTI-

4 yorum:

  1. bende dün gördüm fasikül denen -- sacma kitabı aura falan tuhaf tuhaf seyler yazıyordu kırklareli çorlu bölgesine yayılmış durumdalar hatta fotoğraflarını çektim kitabın biraz okudum muazam kafa karıştırıcı şeyler var dini islamı az tanıyan kişiler hemen düşer bu tezgaha neyse rabbim bu salaklara fırsat vermesin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Acaba bir kere elinize alıp okudunuz mu kuranı araştırınız mı ne diyor bu kitap bize dininiz bütün ya anca anlamadan dinlemeden çamur atın zaten kuranı okumayan bu kitabı hiç anlamaz Müslümanı diyen milyonlarca insan var ama kuranı kendi dilinde bile okumamış siz Bilgi kitabına çamur atmak yerine okumadan inana insanların neden inandıklarını sorgulayın ( 5sene oldu bu dernekteyim tek amacı İNSAN OLUN DEMEK ama siz anca diğer yazan şeylere takılırsınız İNSAN OLUN DEMESİNİ SİZİN BİLİNCİNİZ MALESEF ALMAZ

      Sil
  2. yazıklar olsun bu yorumu yapan zavallı cahil bilince

    YanıtlaSil
  3. 5 senedir bu derneğe üyeyim yukarıda yazılanların hiç birine şahit olmadım, çamur at izi kalsın mı demişler bilemedim ama düşünsenize ya gerçekse o kitabın anlattıkları, ama oyle yüce yazıyorki o inanmadığını kitapta Allahı sizlere bile kapısını kapatmıyor ne olursan ol yine de gel diyor mevlanayla size, mevlana da Bülent ünsü çolakta diğerleri gibi aracı, ama arkadaşım Kuranı okuyup araştırsaydınız biraz zaten bu kitabında onun devamı olduğunu anlardınız malesef okumak yok bilmeden anlamadan dışlamak Hz Musadan buyana var malesef

    YanıtlaSil