-
kolpanın önde gidenidir para söğüşü yapılıyor.
mevlana nın adı kullanarak kolpacılık yapılıyor.
geçen ayların birinde gayet hoş giyimli, kibar bir hanfendi fikirlerini empoze ediyor bende ayıp olmasın diye hee diyip geçiyordum. derken bu hanfendi tava geldiğim zannına kapılıp bizim her ilçede şubelerimiz var sizin evin yakınlarında da mevcuttur isterseniz sizi burada çalışan arkadaşımla tanıştırayım dedi. peki dedik. ve ertesi gün o arkadaşını da alıp geldi oturduk bu bizi yalnız bıraktı.
kadın arkadaşım zaten size mevzuyu anlatmıştır diyerek fazla derine dalmadan üyeliğe getirdi mevzuyu. o güne kadar fasikülleri de okumuş gülmekten ölmüştüm.
ama bu kadının tavırlarıyla işin rengi değişiyordu kadın bir an önce üyelik formunu doldurmamı istiyor, hafiften frikikler veriyordu ve bakışlarıyla resmen baştan çıkarmaya çalışıyordu. aldım elime formu ve en altta şu yazılıydı:
................. ödemeyi kabul ediyorum.
o nokta noktalar sikmişti mevzuyu işte. dedim şimdi hazır değilim buna. benden ümidi kesmiş olmanın siniriyle arkadaşına gidelim dedi. gittiler telefon numaramı almıştı ama ertesi gün arayip fikrimi sordu ve kadıköy boğa heykelinin orda beklediğini söyledi kahve içermişiz. altında da son model cip var ve bu kişi ingilizce öğretmeni olduğunu söylüyor.
gitmedim. o nokta noktaların ise kaç garibana giydirildiğini merak eder dururum.
toplantılarında ise mevlana dan vahiy geldiğini söylüyorlarmış.(terso, 14.05.2009 18:24) -
az önce markette alışveriş yaparken, sosis kısmındaki sosisleri yere
devirmem sonucu yanımdaki bayan yardım etti. neyse teşekkür ettim,
gülümsedim falan. bayan gitti.. reyonu eskisi kadar olmasa da ona yakın
hale getirdikten sonra*
ilerlemeye devam ettim. o sırada 60 yaşlarında bir teyze yanıma geldi.
"afedersiniz, az önce gördüm de çok pozitif şekilde karşıladınız olayı,
dikkatimi çekti. dünya kardeşlik birliği mevlana yüce vakfı'nı
duydunuz mu?"dedi. ben de hayır dedim tabii. sonra anlatmaya başladı,
şöyle tiyatrolar, seminerler.. dünya kardeşliği.. bana bir de tanıtım
kitabı misali bir şey verdi. kartımı vereyim ya da siz numaranızı verin
dedi. kartınızı verin ben istersem ararım sizi dedim. bir kez daha
numaramı istedi, aynı şeyi söyledim. kartı ve kitapçıklarını verip
gitti. ne kadar güleryüzlü görünsem de kadına, anladım tabii ne
olduklarını. ah be teyzecim, sağol sen de çok pozitiftin.* (elmyra duff, 02.12.2009 17:08)
-
icq kullanılan zamanlarda profilimde yazan bilgilerden dolayı
(ufolara inanırım, uzaylılar kesin vardır gibi) bunların üyelerinden
birinin çağırması ile 1 sefer toplantılarına katıldığım topluluk.
toplantıdaki yöneticilerden birinin benim için yaptığı tespit aynen şuydu: sen uzaylısın ama bunun şu anda farkında değilsin, dünyadaki görevin bitince yani dünya insanlarının gözünde ölünce yörüngede bekleyen ana gemiye ışınlanıp yeni görevini alacaksın ve tekrar dünyaya bir bebek olarak döneceksin. gemide beni bekleyenleri de söyleyeyim de nasıl önemli bir adam olduğum anlaşılsın. atatürk, fatih sultan mehmet, hz. muhammed, buda, büyük iskender vs.vs. elimede 5-10 sayfalık bir yazı verdiler. bunu okursan normalde 500-600 sene sürecek olan evrimimin 1 gecede tamamlanacağını ve artık galaktik lisanı anlayabileceğimi söylediler.
ama beni ençok şaşırtan olay üyelerin büyük çoğunluğunun toplumun üst kesiminden doktor, avukat vb. kişiler olması. ben yirmili yaşlarımda olayın komedisini anlamıştımda o adamlar hala nasıl bu topluluk için şevkle çalışıyorlardı bir türlü anlayamadım.(rashwe, 13.04.2011 13:08) -
profesör olan kuzenimin katıldığı argo tabiri ile "götüyle" gülerek anlattığı tarikatımsı. (woleer, 30.08.2011 00:28)
-
şu an evinde birlikte yaşadığım kokona kadının üye olduğu, beni de
türlü çabalarla tarikatlarına katmaya çalışırken ne halt olduğunu
öğrendiğim dernek adı altında insanları hem maddi hem de manevi açıdan
sömüren dandik topluluk.
kadınla mutfak ta karşılaşmamak için dua ediyorum çünkü lafa direk mevlanadan girip bir türlü çıkmak bilmiyor. örnek diyaloglar:
- eee rapsodik okul nasıl dersler nasıl gidiyor?
* teşekkürler kokona teyzeciğim her şey yolunda gayet iyi ehe.
- tabii kızım burası mevlana kapısı, sen buraya boşuna gelmedin, yolumuz kesişti bizim, mevlana senin burda olmanı istiyor, senin çakraların açık, üçüncü gözün görüyor, mevlana senin iyiliğini gördüğü için sana yardım ediyor, tesadüf diye bir şey yoktur yaratılmış ortamlar vardır, bilgi kitabı bla bla, mevlana bla bla, her şey çok güzel olacak bla bla, yeniden dünya kurulacak bla bla, yobazlar şöyle bla bla, uzaylılar bla bla, insanlar bunu yakında anlayacak bla blaaaaghhhaa...
* iç ses: ne diyor lan bu? ulan ben hu eve okulda ilanı görüp geldim, yurt zam yapmıştı, eve de çıkamadık satıcı bir arkadaşın yüzünden mecbur kaldım yani, vallahi mevlana git filan demedi.
* dış ses: tabi doğrudur. haklısınız. teşekkür ederim.
- günaydın rapsodikçiğim ne oldu okuldaki iş kabul edildin mi?
* daha belli değil kokona teyze başvuru yaptım görüşmeye çağıracaklar.
- olacak olacak ben sinyalleri alıyorum, mevlana bu işin olmasını istiyor, sakın kötü düşünme olacak bu iş.
* amin inşallah, bakalım bekliyoruz. sonuçlanınca haber veririm.
- yüce mevlana efendimiz.. bilgi kitabı.. evren.. manyetik alan.. hebele hübele..
* iç ses: başladı yine hadi artık su kaynasa da kaçsam. sanki işi kendi ayarlıyo ulan araya elli tane aracı koydum olsun bir zahmet mevlanayla me alakası var, gittim uğraştım başvurdum bi sus be kadın!
* dış ses: tabii evet haklısınız kokona teyzeciğim.
sevgilimle kavga edip hafif moralim bozuk olduğu bir anda yakalanıyorum ve:
- rapsodik kızım bak hiç kimsenin manyetik alanına girme, kendini ezdirme, ayaklarının üzerinde dur, yeniden yaratılış, insanlar, mevlana, bilgi kitabıdıvıdıbıdı..
* iç ses: sana da bilgi kitabına da derneğine de bilmem neyine de tövbe tövbeeeee..
* dış ses: merak etmeyin kokona teyzeciğim, evet aynen öyle.
bir de beni kandırıp üyelerimden biri gelmiyor bu haftalık toplantıya gelir misin lütfen diye toplantıya götürdü adi kokona, gördüklerime, duyduklarıma inanamadım hayatımda gördüğüm, katıldığım (sanki her hafta toplantıya katılıyorum .d) en saçma toplantıydı yemin ederim.
şöyle ki dernekte her cuma yapılan toplantılarda bilgi kitabının bir fasikülü ordaki güneş annedenilen moruklardan biri tarafından okutuluyor, açıklanıyor, insanların beyni yıkanmaya çalışılıyor. fasikülün yarısı zaten anlamadığım uzay terimleriyle dolu, rabsal boyut, bilmem kaçıncı evren, dıdısının galaksisi, kadir- i mutlak, direk enerji boyutu, birleşik nizam konseyi, santrifüj boyut, mini atomik bütün vb sayamayacağım saçmalıklar bulunuyor. öyle bön bön baktım etrafımda zaten yaşlı kokonalar dolu, onu da geçtim öğretim üyeleri, öğretmenler, avukatlar filan var hani boş insanlar değil ama resmen beyinleri çürümüş. güya allah, rab, peygamber kelimeleri geçiyor ama olayın inançla alakası yok, mevlanayı yüceleştiriyorlar. ha bir de çıkarken toplantı boyunca köşeden beni kesip duran adam gelip çaktırmadan elime kartını sıkıştırmaya çalıştı, yüreğime indi. kadına bunu söyleyince de benim manyetik çekiciliğimden bahsetti. ulan ne çekiciliği bildiğin kot pantolon kazak var üzerimde hani dünya güzeli bir kız da değilim.
bir de bu kokona güneş annelerin ayda bir toplantıları oluyor bu kadının evinde. mesela toplantı olduğu zamanlarda eve girip çıkarken onlarla yüz yüze gelmememiz gereiyormuş, enerjlerimiz çakışıyormuş, fazla enerji kötülük doğururmuş. yok ebesinin şeyi, bildiğin manyak lan bunlar.kadının evinde son senem inşallah çıkıp kurtulcam saçmalıklarından. ama şu yönden iyi ki; kadın süürekli dernekte olduğu için evde çok rahat takılıyorum.
velhasıl kelam;
böyle saçma sapan topluluklara filan inanan insanlara acıyorum sadece. birisi bizim kadıncağızın da beynini yıkamış, 70 yaşında evinde oturup ibadet edeceğine dernekte saçma sapan işlerin peşinden fink atıyor. o değil edebiyat okuyorum mevlana canımızdır ciğerimizdir çok severim ama resmen soğuttu kadın ismini duyunca tüylerim diken diken oluyor. daha gördüğüm garipsediğim bissürü şey var da sinirlerim bozuldu yazasım bile gelmiyor vallahi. ay sanırım bu konuda çok dolmuşum ben oh be anlattım da rahatladım.(rapsodik, 23.07.2012 20:17) -
Hep yasli kokanalar olacak degil ya bir adet beyfendi az önce bu
vakfa ait oldugunu soyledigi kitapcigi elime balkonumdan ( evim zemin
kat )tutusturup gitti. okudum yazilanlar hosuma gitmedi degil. ama
allahtan sozlük var. birde sozluge sorayim dedim. yapilan tanimlardan
sonra fikrim tamanen degisti. seni seviyorum sözluk. zoraki tanim ise.
kitapciginda yahudi yildizi esas olan vakif. mevlana ile yakindan
uzaktan alakalari yok. (shaplack, mobil, 03.08.2012 00:34 ~ 06.08.2012 15:23)
-
kafayı yiyiklerin kalın kitabıdır. (erecte, 03.08.2012 00:36)
-
alt komşumuz bu derneğe üye ve aynı zamanda kedisinin reankarne olduğunu söylemekte.
(bkz: tuhaf)(jesusozel, 03.08.2012 00:40) -
Arkadaşımla birlikte merak ederek gittiğimiz bir vakıf.
Masonluğa karşı büyük bir eğilimleri var; örgütlenmeleri ve oluşumları masonluktan örnek alınarak yapılıyor, ama mason değiller.
Neyi savunduklarına gelince. Kendileride bilmiyor, mesela derneğin il sorumlusuyla neyi savunuyorsunuz diye sorup düşüncelerini dinlemek istediğimde bana iki saat dil döktü. dedikleri şunlardı; 'biz Dünya'yı kurtarmak istiyoruz, sınırları kaldırıp evrensel Dünya barışını sağlayıp insanlığı bilgi kitabının fikirsel boyutlarıyla şekillendirmeye çalışıyoruz. Bu amaç doğrultusunda ufolardan, uzaylılardan ve metafizik ögelerden yardımlar almaktayız. Amacımız kalıcıdır çünkü reenkarnasyon sonucunda yeniden doğarak amacımıza farklı bir boyuttan hizmet sağlayacağız.' (bkz: peki zeki mürende bizi görecek mi) Tam 1 saat 45 dakika boyunca hep aynı şeyleri anlattı durdu, bir süre sonra arkadaşımın gülme krinize benimde sigara krizine girmem üzerine derneği alelacele terk ettik, aslında terk etmedik kaçtık!
Gerçektende boşunda boşu yani, uzaylıların işleri güçleri yok size finans sağlayacaklar; (bkz: boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz)Dünya'yı kurtarıyoruz; birde sınırlar kalkacakmış diyiler anarşit mi olacaksınız!(kara sahin, 12.09.2012 16:50) -
bugün orta yaşın üstünde gayet modern görünen bir teyze otobüs
durağında elinde bir ton fotokopi kağıdıyla yanıma geldi ve kağıtları
göstererek mevlana hakkında bir şeyler anlatmaya başladı adımı sordu
söylemedim. sonrasında elinde bu kağıtlardan bir tane kaldığını bana
verirse bitecğini söyledi aldım ve otobüse bindim okurken kahkahalar
attım.
mevlana adı altında insanlara fikirlerini yaymaya çalışan bir tarikat.(keskin sirke kupune zarar, 19.10.2012 19:49) -
küçücük çocuklara "bismllah demiyceksin bu çok saçmaaa" diyenleri barındıran kafir topluluktur. (erecte, 02.11.2012 08:15 ~ 08:16)
-
kendilerine inanan bir sürü angut bulan çakallar topluluğu. (gianlucazambrotta, 02.11.2012 08:37)
-
diğer vakıflar, birlikler ve sivil toplum kuruluşları gibi kolpa
olması muhtemel ve yeni dünya düzeni içinde tazgahlanan bir vakıf.
varsayım bu tabi. belki çok azı adam gibi işlere hizmet etmektedirler,
ki bir çoğu devletler eliyle resmi olarakta desteklenmektedir.
eğer bu kitabı okuduysanız bu tip vakıfların, birliklerin, sivil toplum kuruluşlarının büyük çoğunluğunun da saçma sapan işlerle iştigal ettiğini anlarsınız.
oku: (bkz: sivil örümceğin ağında)(bilgizayar faresi, 02.11.2012 08:41) - evde kokteyllerle gülüp eğlenip, aralarında toplanıp evrenin güzelliklerinden bahsedip, para toplayıp takılan bir kısım kokoş takımı. uzak durmazsanız sonuçlarına katalanbilirsiniz... hakikaten çıldırmış olmalılar ya da bizler feci derecede aptalız.
3 Temmuz 2013 Çarşamba
DÜNYA KARDEŞLİK BİRLİĞİNİN TAKTİKLERİ SAKIN İNANMAYIN
DÜNYA KARDEŞLİK BİRLİĞİ HAKINDAKİ GERÇEKLER
dünya kardeşlik birliği mevlana yüce vakfı
|
-
başlarında vedia bülent önsün çorak hanımefendinin bulunduğu, tüm kutsal dinleri (ve hatta uzaylıları!) birleştirerek new age bir din oluşturmayı amaçlamış, bilgi kitabi isimli kutsal kitapları ile dünyayı sevgi pıtırcığına dönüştürmeyi amaçlayan tuhaf topluluk/dernek.
çok güzel göz boyama taktikleri vardır bu adamların. önce insanlık için uğraştıklarını zannedersiniz lakin toplantılar devam ettikçe parasal mevzular ağır basmaya başlar.
ayrıca yakın geçmişte kendi ana-babamı da pençelerinden kurtardığım lay lay lom örgüttür.
apayrıca bakınız:
http://www.ozeldedektif.com/mevlana.html(tyrigonath, 04.07.2006 20:30) -
yaklaşık 15 senedir çok yakınım bir insanı kaptırdığım şerefsiz, adi, sömürgeci, vantuz topluluk.
geberesice bülent denen o kadın da sözde 2003 yılında öleceğini * vahiy almış idi.
5 senedir geberecek, hasretle bekliyoruz.
haklarında anlatılacak çok şey var. nerden başlasam.
bir kere mor renge kafayı takmış 60 yaş üstü teyzeler görürseniz %80 bu oluşumdandır. mor renge, kozmik hedelere, yıldızlarla, boyutlarla fena halde kafayı bozmuşlardır. bu teyzeler de bir nevi misyonerdir, otobüste çarşı pazarda zararsız görünüp etraftaki gençleri çekmeye çalışırlar. özellikle kadınları. başlarındaki bülent kokonası da ismine bakmayın bir kadındır.
kadınlar onlara göre özgür birey olmalıdırlar her insan gibi. aile kavramı kesinlikle yanlıştır, sadece boyut atlamak için aşılan bir kademedir aile. aslolan bu allah'ın belası topluluktur, can baş ona verilmelidir. ama birey tek başına ayakta durmalıdır ıvır zıvır. masonlukla benzer yanı çoktur, çünkü bu misyoner teyzelerin hiç biri çulsuz değildir. leopar desenli kürkler, acaip şapkalar değişmeyen moda itemleridir.
bilgi kitabı var bi de, allahlık. başka ne sıfat kullanılır? sözde 4 kitaptan sahih olan ayetler birleştirilmiş ve ortaya çıkarılmış bir kitaptır. devamı geliyor ama, nasıl mı? bülent hanım'a uzaylıların gönderdiği titreşimler vasıtasıyla!
la havle. *(forever young, 22.11.2008 21:21) -
Dünya Kardeşlik Birliği Derneği ve Mevlânâ Yüce Vakfı'nın geçmişi
1980'li yıllara kadar dayanıyor. Vedia Bülent Çorak, izmir'de ruh
çağırma ve hipnoz toplantılarına katılan bir ev kadınıyken 1 Kasım
1981'de uzaylı güçler tarafından kendisine mesaj verildiğini iddia
ediyor. Eşinin bile kendisine inanmadığı Çorak, bir süredir psikiyatrik
tedavi de görüyor. Sonra daha da ileri giderek uzaydan geldiğini,
peygamber üstü bir varlık olduğunu ve hatta yüce yaratıcının
yeryüzündeki yansıması olduğunu söylüyor. 1993 yılında istanbul'a
taşınan Çorak, Dünya Kardeşlik Birliği Evrensel Birleşim Merkezi Derneği
ile Mevlânâ Yüce Vakfı'nı kuruyor. Örgüt, dernek ve vakıf merkezi
olarak da Kadıköy Bağdat Caddesi'ndeki aynı adresi kullanıyor. Bülent
Çorak'ın, UFO'lar aracılığıyla fasikül fasikül yazdırıldığı iddia edilen
ve 'Bilgi Kitabı' denilen 621 sayfalık bir kitabı bulunuyor.
Vakıfta adı yolsuzluğa karışan 8 kişinin görevden uzaklaştırılması için yargı yolu açılırken, konuyla ilgili hazırlanan müfettiş raporu içişleri Bakanlığı ve Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunuldu. Kendisini bir nevi 'sahte peygamber' ilan eden Vedia Bülent Çorak ve vakfıyla ilgili istanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü müfettişleri tarafından inceleme yapıldı. Vakıftan ayrılan eski üyelerin yaptığı şikâyet üzerine başlatılan inceleme sonucu hazırlanan 43 sayfalık müfettiş raporunda, tarikat yapısına bürünen vakfın Anayasa ve yasalara aykırı faaliyetler yürüttüğü tespit edildi. Raporda, "Vedia Bülent Çorak'ın vakfı alet ederek, inanç istismarıyla para topladığı; ancak bu açıkta tutulan paraların çok büyük kısmını vakıf kayıtlarında resmileştirdiği, yani nitelikli dolandırıcılık yapıldığı iddiası söz konusu." ifadelerine yer verilirken, bağış gelirleriyle bağış makbuzları arasında uçurum bulunduğu belirlendi.
Yapılan incelemelerde Çorak'ın vakıf harcamaları diye lanse ettiği yaklaşık 465 bin YTL'yi yandaşlarının kasasına aktardığı, daha sonra yapılan yasal incelemeler üzerine bunların tekrar vakıf bağışı gibi kayıtlara geçirildiği anlaşıldı. Müfettişler, vakfın kasasına giren paraların nereye harcandığının tespitini istedi. Öte yandan, Vedia Bülent Çorak'ın kendi adına bastırdığı paralardan da 2003 ve 2004 yıllarında toplam 17 bin 500 YTL bağış geliri elde ettiği ortaya çıktı. Bunun üzerine, vakıflarla ilgili tüzüğün 23. maddesini ihlal eden Yönetim Kurulu Başkanı Necip Kışlalı, Başkan Yardımcısı Necla Kavruk, üyeler Ayfer Gürel, Veda Duru, Erkut Yeğen, Rona Tığlı, Serap Yaşlıoğlu ve Özden Özat'ın hakkında mahkemece 'işten uzaklaştırılma' davası açılması talep edildi. Raporda, Çorak'ın, kendisinin Atatürk'ün reenkarnesi olduğunu iddia ettiği kaydedildi.
*
1 Temmuz 2013 Pazartesi
Illuminati – Sözde Yeni Kutsal Kitap
Illuminati – Sözde Yeni Kutsal Kitap
Bugün “Bilgi” adlı bir kitap gördüm.Üzerinde Mevlana kardeşliği filan yazıyordu ,netten araştırırım yorumlar güzelse alırım diye düşündüm.Araştırınca parçalar beynimde oturmaya başladı =) Bu kitabı yeni kutsal kitap ilan etmişler . Kitabın yazarı olan Bülent Çorak adlı kişiye uzaydan vahiy gelip fasikül fasikül bu kitap yazdırılmış =) Kendini Mevlana ilan etmiş . (Reenkarnasyonla Mevlana onda hayat bulmuş) .Kitabın kapağına bakınca bir üçgen ve arkada güneş gördüm. Böyle anlatınca yine mi illuminatiye bağlayacaksın diyeceksiniz ama öyle oluyor gerçekten =) Kadın her yıl Masonlar ve Yahudilerle bir görüşme yapıyormuş. Kesin bağlantısı var yani . Zaten Mevlana ile ilgili bir kitaba neden üçgen-güneş resmi çizsinler ki. Bu sapkın tarikata karşı sizleri uyarmak istedim. Yeni kutsal kitap budur diyorlar .

Dikkat edersiniz üçgenin etrafında O -K-M harfleri var . Desek ki “Mevlana Kardeşlik Birliğini” sembolize ediyor . Ama B si yok bu seferde . Kitapta Mustafa Kemal Atatürkle de ilgili birşeyler yazıyormuş .Sanırım onu ilahlaştırıcı bir şekilde . Kitaptaki O-K-M harflerinin de M-K= Mustafa Kemal , O = O ,yani Allah ı anlattığını tarikatın içerisinden biri söylüyor .Yanlış anlaşılmasın Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürke saygı ve sevgi duyuyoruz.Fakat o bu şekilde ilahlaştırlmak ister miydi acaba ? Türkiyede Atatürkü ilahlaştıranlar var , reenkarnasyona inananlar ve sahte peygamberlere de inanmaya meyilli insanlar var . Bu kitap Türkiye için tam nabza göre şerbet yani.
Bu kadına inanan binlerce kişi var .Kitapta Kurandan da ayetlerin yer alıyor olması kafaları karıştırıyor olmalı . Ben burada siyonist yahudiler dinimizi değiştirmeye çalışıyorlar dediğimde bana atıp tutuyorsun dediler =) illuminatide 18.yy da kalmış dediler ,faal bir yanı yok dediler . Hala öyle düşünmeye devam edin gençler =)
Bundan sonraki yazılar alıntıdır.
Kitabın yazarı Bülent Çorak. kimdir bu insan?
Çok bilinen ismiyle Bülent Çorak veya nüfus kaydındaki eksiksiz adıyla “Vedia Bülent Önsün Çorak”, kamuoyunun önüne birçok defa farklı vesilelerle ama hep aynı konu yüzünden gelmiş bir sima.
“Dünya Kardeşler Birliği Mevlana Yüce Vakfı” lideri- belki “ruhani lideri” demek lazım-Bayan Çorak, kendine bağlı “müritleri” ve yine nev-i şahsına münhasır organizasyon yapısıyla birçok kez gazete ve dergiye, zaman zaman da popüler televizyon programlarına konu oldu.
Özellikle kendi yazdığı ve uzaydan “Alfa” kanalı ile vahiy edildiği iddia edilen “Bilgi Kitabı”yla son derece yoğun tartışmalara konu oldu. Ama aynı zamanda kendisine ilgi gösterenlerin sayısının artmasına da neden oldu. Elbette tamamı tartışmalı rakamlar bile olsa 2000’li yılların başında 1500 taraftarı bulunan Çorak’ın günümüzdeki takipçilerinin 10 bini aştığı iddia ediliyor.
Söyledikleri ve yazdıkları uzun metinler ihtiva eden bu ilerlemiş yaştaki (83) bayanın inşa ettiği organizasyonla ilgili çok şey söylendi. Ancak “ilan ettikleri” o kadar çizgi dışı ve hatta tabir yerindeyse iticiydi ki, kimse mimarinin yapısıyla değil, söylenenlerin gerçekliği ile ilgilendi.
Şeyh uçmaz müritleri uçurur!..
Konuya merak duyan geniş bir kamuoyu kesiti, Çorak’ı ve bağlılarını Türkiye’nin alışık olduğu “şeyh-mürit” ilişkisi içinde değerlendirdi ve işin arkasında bir şey olduğuna inanarak konu üzerinde çok durmadı. Bu kesime göre Çorak, bir menfaat fırsatı bulmuştu ve söyledikleriyle insanları ikna ederek bir şeyler elde ediyordu.
Söylediklerini değerli bulanlar ise Çorak’a gönüllü olarak hizmet etmeye başladılar ve organizasyonun kesin kurullarına uyarak sert bir sessizliğe gömüldüler. İçlerine şu ya da bu vesileyle girip, sonradan terk edenler ise hep garip bağlantılardan söz ettiler. Örneğin “iyibilgi”nin haberlerine yansıyan ve son olarak Haftalık Dergisi’ne de konu olan, Yıldırım Özalpman’ın dillendirdikleri gibi.
Özalpman’a göre, Vakıf’ın üst kademesi gizlilik içerisinde çalışıyordu ve hücre usulü çalıştıklarından organizasyonun içyapısını tespit edilemiyordu. İçeride ciddi bir para trafiği yaşanıyor, Bülent Çorak sıkıştıkça gökten mesaj geldiğini söyleyerek sorunları bitiriyor.
Çorak kendine yakın bir “sosyal grup” oluşturmuştu ve içinde zenginler ve masonlar bulunuyordu. Organizasyon 81 ilde örgütlenmişti ve il temsilcilerinden bilgi alınıyordu. Talep edilen bilgiler de ilginçti: Kente gelen yabancı devlet adamları kimlerdir, ne gibi faaliyetler yapılıyor? Üstelik her yıl 18 Şubat ve 1 Kasım’da İsrail’den 100–150 kişilik bir grup Türkiye’ye gelip Bülent Çorak ve kızıyla görüşüyor, görüşmelerin içeriği üyelere açıklanmıyordu. Tüm bunlar Özalpman’ın kafasında “acaba yabancı ülke/ülkeler için istihbarat mı yapıyorlar” şüphesinin duymasına sebep olmuştu.
(alıntı)
Tarikat Görünümlü Sapıklık Örgütü
Vedia Bülent Çorak garip ve sapık bir tarikat kurdu. Adına para bastırdı. 2014 yılını kıyamet günü ilan etti. Hızla yayılırken, işin içine para girince herşey tepetaklak oldu.
Vakıf görüntüsü altında tarikat grubu halinde yayılan ‘Mevlana Yüce Vakfı’na eski üyeleri savaş açtı. 2014’te kıyametin kopacağını ve sözde kutsal kitaplarıyla hüküm süreceklerini öne süren vakfın başkanı Vedia Bülent Çorak, yolsuzlukla suçlanıyor…
Dünya Kardeşlik Birliği Mevlana Yüce Vakfı, 2000’de kıyametin kopacağını duyurmasıyla tanındı. Binlerce üyeli vakıf şimdi de 2014’ü belirleyerek yeni müridler edinmeye ve para toplamaya başladı. Vakıf Başkanı Vedia Bülent Çorak adına para bastıran örgütlenme, 18’li tarikat grupları halinde dünya çapında yayılırken, eski üyeleri ve ilahiyat profesörleri ise hukuk savaşı başlattı.
İLK DAVALAR BOZULDU
Daha önce açılan davalarda yerel mahkeme, yasalara aykırı hareket ettiği gerekçesiyle derneğin kapatılmasını istemişti. Ama o dönemde vakfın üyesi ve avukatı Yıldız Özalpman, Yargıtay’a başvurup davayı durdurdu. Dernekten ayrılan Özalpman ve birkaç eski üye, bu kez derneğin yolsuzluk yaptığını ileri sürerek mahkemeye başvurdu. İstanbul Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı soruşturma açtı… İlk duruşma 13 Kasım’da…
AÇIK HESAPTA TOPLANIYOR
Bağdat Caddesi’nde kurulan vakıf, esrarengiz bir yapılanma yürütüyor. Her yıl 1 Kasım’da toplanan 81 il temsilcisi, 80 YTL giriş ücreti ödüyor… Temsilciler devlet adamları ile görüşüyor, sanatsal etkinliklerde bulunuyor. Başkan Çorak, yazdığı Bilgi Kitabı ile kutsal kitapların devirlerinin sona erdiğini iddia ediyor. Kendisini peygamber ilan eden Çorak, Mevlana’nın yeryüzündeki bir yansıması olduğunu söylüyor.
TİYATRO KURMUŞLAR
Derneğin 1995’te mali bölümüne atanan, daha sonra istifa eden Gülay Akdağ’ın iddialarına göre, Bilgi Kitabı 4 dile çevrilerek 75 eurodan satılıyor. Etkinlikler ve satıştan toplanan paralar, Çorak’ın belirlediği özel kasa görevi yapan kadınlarda toplanıyor. Derneğin üyesi Selma Aras ve tiyatrocu Seden Kızıltunç’un kurduğu ‘Kozmoz Evrensel Tiyatrosu’ da vakıf için faaliyet gösteriyor.
PSİKOLOJİLER BOZULUYOR
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli olduktan sonra derneğe üye olan Kıdemli Albay Yıldırım Özalpman ve derneğin hukuk kurulunda görevli avukat eşi Yıldız Özalpman da yapılan yolsuzluklar nedeniyle vakıftan istifa edenlerden. Özalpman, bu dernek ve vakfın, tekke ve tarikat düzeni içinde çalışmalarını yürüttüğünü açıkladı… Yıldız Özalpman ise ‘Vakfa katılanlar zaman içinde irade zaafına uğruyor… Ağır psikoza varacak şekilde hastalanıyorlar’ diye konuştu.
TOPLU İNTİHARLARA NEDEN OLABİLİR
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz, Prof. Dr. Mustafa Öz ve Prof. Dr. İlyas Çelebi, bir komisyon oluşturarak ‘Bilgi Kitabı’ hakkında rapor hazırladı. Din mensuplarının tahkir edilerek kitabın kutsallaştırılmaya çalışıldığı ifade edildi.
Kitapta yer alan şarlandırmaların ABD’deki örnekleri gibi ileride toplu intihar yaşanma ihtimali vardır denildi. Doç. Dr. Ramazan Biçer de bu gizli tarikatı incelediğini söyledi. Biçer, ‘Çorak, kendisine ilahi bir kişilik kazandırarak, üyelerini dolandırmaya çalışmaktadır’ dedi.
FİKRET HAKAN DA TUZAĞA DÜŞMÜŞ
Ünlü sanatçı Fikret Hakan’ın da Mevlana derneği zannettiği ‘Dünya Kardeşlik Birliği Derneği’ne’ bir süre girerek faaliyetlerine katıldığı ortaya çıktı. Ünlü sinema sanatçısı ‘Daha ilk günden bana uzaydan indiği söylenen bazı mesajları okutmaya kalktılar. Her toplantıda sürekli fasikülleri okutuyorlardı. Baktım yaptıkları işin Mevlana ile ilgili bir yanı yok. Ben de bu dernekten çıktım’ diye konuştu.
(alıntıdır)
Tarikat Görünümlü Sapıklık Örgütü - Mevlana Yüce Vakfı
Tarikat Görünümlü Sapıklık Örgütü - Mevlana Yüce Vakfı
Vedia Bülent Çorak garip ve sapık bir tarikat kurdu. Adına para bastırdı. 2014 yılını kıyamet günü ilan etti. Hızla yayılırken, işin içine para girince herşey tepetaklak oldu.
Vakıf görüntüsü altında tarikat grubu halinde yayılan ‘Mevlana Yüce Vakfı’na eski üyeleri savaş açtı. 2014’te kıyametin kopacağını ve sözde kutsal kitaplarıyla hüküm süreceklerini öne süren vakfın başkanı Vedia Bülent Çorak, yolsuzlukla suçlanıyor...
Dünya Kardeşlik Birliği Mevlana Yüce Vakfı, 2000’de kıyametin kopacağını duyurmasıyla tanındı. Binlerce üyeli vakıf şimdi de 2014’ü belirleyerek yeni müridler edinmeye ve para toplamaya başladı. Vakıf Başkanı Vedia Bülent Çorak adına para bastıran örgütlenme, 18’li tarikat grupları halinde dünya çapında yayılırken, eski üyeleri ve ilahiyat profesörleri ise hukuk savaşı başlattı.
İLK DAVALAR BOZULDU
Daha önce açılan davalarda yerel mahkeme, yasalara aykırı hareket ettiği gerekçesiyle derneğin kapatılmasını istemişti. Ama o dönemde vakfın üyesi ve avukatı Yıldız Özalpman, Yargıtay’a başvurup davayı durdurdu. Dernekten ayrılan Özalpman ve birkaç eski üye, bu kez derneğin yolsuzluk yaptığını ileri sürerek mahkemeye başvurdu. İstanbul Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı soruşturma açtı... İlk duruşma 13 Kasım’da...
AÇIK HESAPTA TOPLANIYOR
Bağdat Caddesi’nde kurulan vakıf, esrarengiz bir yapılanma yürütüyor. Her yıl 1 Kasım’da toplanan 81 il temsilcisi, 80 YTL giriş ücreti ödüyor... Temsilciler devlet adamları ile görüşüyor, sanatsal etkinliklerde bulunuyor. Başkan Çorak, yazdığı Bilgi Kitabı ile kutsal kitapların devirlerinin sona erdiğini iddia ediyor. Kendisini peygamber ilan eden Çorak, Mevlana’nın yeryüzündeki bir yansıması olduğunu söylüyor.
TİYATRO KURMUŞLAR
Derneğin 1995’te mali bölümüne atanan, daha sonra istifa eden Gülay Akdağ’ın iddialarına göre, Bilgi Kitabı 4 dile çevrilerek 75 eurodan satılıyor. Etkinlikler ve satıştan toplanan paralar, Çorak’ın belirlediği özel kasa görevi yapan kadınlarda toplanıyor. Derneğin üyesi Selma Aras ve tiyatrocu Seden Kızıltunç’un kurduğu ‘Kozmoz Evrensel Tiyatrosu’ da vakıf için faaliyet gösteriyor.
PSİKOLOJİLER BOZULUYOR
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli olduktan sonra derneğe üye olan Kıdemli Albay Yıldırım Özalpman ve derneğin hukuk kurulunda görevli avukat eşi Yıldız Özalpman da yapılan yolsuzluklar nedeniyle vakıftan istifa edenlerden. Özalpman, bu dernek ve vakfın, tekke ve tarikat düzeni içinde çalışmalarını yürüttüğünü açıkladı... Yıldız Özalpman ise ‘Vakfa katılanlar zaman içinde irade zaafına uğruyor... Ağır psikoza varacak şekilde hastalanıyorlar’ diye konuştu.
TOPLU İNTİHARLARA NEDEN OLABİLİR
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz, Prof. Dr. Mustafa Öz ve Prof. Dr. İlyas Çelebi, bir komisyon oluşturarak ‘Bilgi Kitabı’ hakkında rapor hazırladı. Din mensuplarının tahkir edilerek kitabın kutsallaştırılmaya çalışıldığı ifade edildi.
Kitapta yer alan şarlandırmaların ABD’deki örnekleri gibi ileride toplu intihar yaşanma ihtimali vardır denildi. Doç. Dr. Ramazan Biçer de bu gizli tarikatı incelediğini söyledi. Biçer, ‘Çorak, kendisine ilahi bir kişilik kazandırarak, üyelerini dolandırmaya çalışmaktadır’ dedi.
FİKRET HAKAN DA TUZAĞA DÜŞMÜŞ
Ünlü sanatçı Fikret Hakan’ın da Mevlana derneği zannettiği ‘Dünya Kardeşlik Birliği Derneği’ne’ bir süre girerek faaliyetlerine katıldığı ortaya çıktı. Ünlü sinema sanatçısı ‘Daha ilk günden bana uzaydan indiği söylenen bazı mesajları okutmaya kalktılar. Her toplantıda sürekli fasikülleri okutuyorlardı. Baktım yaptıkları işin Mevlana ile ilgili bir yanı yok. Ben de bu dernekten çıktım’ diye konuştu.
DÜNYA KARDEŞLİK BİRLİĞİ KANDIRMACASI
Cvp:DÜNYA KARDEŞLİK BİRLİĞİ MEVLÂNA YÜCE VAKFI 4 Yıl, 2 Ay önce | Karma: 0 |
Bu toplulukla benim bir
arkadaşım epey bir süre çalışmıştı. Hatta verilen fasiküllerden
bazılarını da bizzat okudum. Başlarındaki hanımın Mevlananın
reankarnasyonu olduğuna inanıyorlar.
Şahsen ben pek çok şeyi saçma bulup sadece arkadaşıma dikkatli olmasını tavsiye etmiştim. İnsan istedikten sonra, zekası da biraz normalin üstündeyse, herşeyi garip denklemlere, çözümlemelere uydurabilir. Ama bu doğru olduğunu ispatlamaz. Alın ben de bir denklem yapayım hemen; MÜSLÜMANLIK = R3 R3 = Rahman + Rahim + Rabb (Sonsuz rahmeti bulunan+Merhamet edici+Terbiye eden) Şeklinde hemen kendi isteğim doğrultusunda düzenleyiverdim. Ayrıca tüm dinleri kucaklama gibi bir iddiaları var ise yukardaki denklem kendilerini de yalanlar çünkü mualif bir görüntü teşkil ediyor kucaklamaktansa. |
MÜSLÜMANLIK = R3 R3 = KURAN + KORKU + KURBAN gibi saçma denklemler kurmuşlar...
|
||||
|
DÜNYA KARDEŞLİK BİRLİĞİ MEVLÂNA YÜCE VAKFI 4 Yıl, 4 Ay önce
DÜNYA KARDEŞLİK BİRLİĞİ MEVLÂNA YÜCE VAKFI 4 Yıl, 4 Ay önce | Karma: 1 |
Eski çalıştığım işyerinden bir arkadaş vasıtasıyla tanıdım bu "BİRLİK"i...
Kanlıca'daki derneklerinde her cuma toplantı yapıyorlar. Bilgi Kitabı adında bir kitapları var ve her cuma bu kitaptan fasiküller okuyarak felsefelerini anlatıyorlar. Mevlana'nın "Ne olursan ol yine gel" sözünden yola çıkarak bütün dinleri birleştirip tek bir kitap halinde toplamışlar. Toplantıya katılanlara "dünyalı kardeşlerimiz" diyorlar.. Mevlana'dan ise peygambermiş gibi bahsediyorlar. Fasiküller "Konsey" "Merkez" "Ashot" "Kozmik Yansıma Ünite Birliği" "Merkezi Birlik Komitesi" "İlk Güç" ve " Özel Boyut" tarafından yazılmış.. (?!) Toplantıya katılanları 18'erlik gruplara ayırıp 10 TL karşılığında üye yapıyorlar. Herhangi bir cuma toplantıya katılamayacak olursanız grubunuzun liderini arayıp "Kozmo toplantısına katılamayacağım. Lütfen beni manyetik frekanslarınıza kabul ediniz" diyorsunuz. Bu arada frekansları sirius yıldızından ![]() |
Bilgi Kitabı (Tarikat Görünümlü Sapık Örgüt)
Bilgi Kitabı (Tarikat Görünümlü Sapık Örgüt)
Makale 1: Tarikat Görünümlü Sapıklık Örgütü
Vedia Bülent Çorak garip ve sapık bir tarikat kurdu. Adına para bastırdı. 2014 yılını kıyamet günü ilan etti. Hızla yayılırken, işin içine para girince herşey tepetaklak oldu.
Vakıf görüntüsü altında tarikat grubu halinde yayılan ‘Mevlana Yüce Vakfı’na eski üyeleri savaş açtı. 2014’te kıyametin kopacağını ve sözde kutsal kitaplarıyla hüküm süreceklerini öne süren vakfın başkanı Vedia Bülent Çorak, yolsuzlukla suçlanıyor...
Dünya Kardeşlik Birliği Mevlana Yüce Vakfı,
2000’de kıyametin kopacağını duyurmasıyla tanındı. Binlerce üyeli vakıf
şimdi de 2014’ü belirleyerek yeni müridler edinmeye ve para toplamaya
başladı. Vakıf Başkanı Vedia Bülent Çorak adına para bastıran
örgütlenme, 18’li tarikat grupları halinde dünya çapında yayılırken,
eski üyeleri ve ilahiyat profesörleri ise hukuk savaşı başlattı.
İLK DAVALAR BOZULDU
Daha önce açılan davalarda yerel mahkeme,
yasalara aykırı hareket ettiği gerekçesiyle derneğin kapatılmasını
istemişti. Ama o dönemde vakfın üyesi ve avukatı Yıldız Özalpman,
Yargıtay’a başvurup davayı durdurdu. Dernekten ayrılan Özalpman ve
birkaç eski üye, bu kez derneğin yolsuzluk yaptığını ileri sürerek
mahkemeye başvurdu. İstanbul Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı soruşturma
açtı... İlk duruşma 13 Kasım’da...
AÇIK HESAPTA TOPLANIYOR
Bağdat Caddesi’nde kurulan vakıf, esrarengiz
bir yapılanma yürütüyor. Her yıl 1 Kasım’da toplanan 81 il temsilcisi,
80 YTL giriş ücreti ödüyor... Temsilciler devlet adamları ile görüşüyor,
sanatsal etkinliklerde bulunuyor. Başkan Çorak, yazdığı Bilgi Kitabı
ile kutsal kitapların devirlerinin sona erdiğini iddia ediyor. Kendisini
peygamber ilan eden Çorak, Mevlana’nın yeryüzündeki bir yansıması
olduğunu söylüyor.
TİYATRO KURMUŞLAR
Derneğin 1995’te mali bölümüne atanan, daha
sonra istifa eden Gülay Akdağ’ın iddialarına göre, Bilgi Kitabı 4 dile
çevrilerek 75 eurodan satılıyor. Etkinlikler ve satıştan toplanan
paralar, Çorak’ın belirlediği özel kasa görevi yapan kadınlarda
toplanıyor. Derneğin üyesi Selma Aras ve tiyatrocu Seden Kızıltunç’un
kurduğu ‘Kozmoz Evrensel Tiyatrosu’ da vakıf için faaliyet gösteriyor.
PSİKOLOJİLER BOZULUYOR
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli
olduktan sonra derneğe üye olan Kıdemli Albay Yıldırım Özalpman ve
derneğin hukuk kurulunda görevli avukat eşi Yıldız Özalpman da yapılan
yolsuzluklar nedeniyle vakıftan istifa edenlerden. Özalpman, bu dernek
ve vakfın, tekke ve tarikat düzeni içinde çalışmalarını yürüttüğünü
açıkladı... Yıldız Özalpman ise ‘Vakfa katılanlar zaman içinde irade
zaafına uğruyor... Ağır psikoza varacak şekilde hastalanıyorlar’ diye
konuştu.
TOPLU İNTİHARLARA NEDEN OLABİLİR
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden
Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz, Prof. Dr. Mustafa Öz ve Prof. Dr. İlyas
Çelebi, bir komisyon oluşturarak ‘Bilgi Kitabı’ hakkında rapor
hazırladı. Din mensuplarının tahkir edilerek kitabın kutsallaştırılmaya
çalışıldığı ifade edildi.
Kitapta yer alan şarlandırmaların ABD’deki
örnekleri gibi ileride toplu intihar yaşanma ihtimali vardır denildi.
Doç. Dr. Ramazan Biçer de bu gizli tarikatı incelediğini söyledi. Biçer,
‘Çorak, kendisine ilahi bir kişilik kazandırarak, üyelerini
dolandırmaya çalışmaktadır’ dedi.
FİKRET HAKAN DA TUZAĞA DÜŞMÜŞ
Ünlü sanatçı Fikret Hakan’ın da Mevlana
derneği zannettiği ‘Dünya Kardeşlik Birliği Derneği’ne’ bir süre girerek
faaliyetlerine katıldığı ortaya çıktı. Ünlü sinema sanatçısı ‘Daha ilk
günden bana uzaydan indiği söylenen bazı mesajları okutmaya kalktılar.
Her toplantıda sürekli fasikülleri okutuyorlardı. Baktım yaptıkları işin
Mevlana ile ilgili bir yanı yok. Ben de bu dernekten çıktım’ diye
konuştu.
Makale 2: Sapık İnanışlar Kıskacında Türkiye.
Konu: Misyonerlik Faaliyetleri ile İlgili Şikayet
Tarih: 04.01.2008
Sayın İlgili,
350 senedir Osmanlı coğrafyasında Hıristiyan devletler tarafından oynanan dinsizleştirme oyunları, son 20 senedir Anadolu topraklarında büyük hız kazanmıştır. Bu durum, kamu vicdanı olarak Müslüman Türk halkını endişelendirmekte ve üzmektedir. Kimse eşinin ve çocuklarının Hıristiyanlaştırılmasını ve hatta r0;ahlaksız, bilinçsiz, vicdansız, sorumsuz, kolayca güdülebilenr1; insanlar haline gelmesini istemez.
Bu bakımdan, misyonerlik faaliyetleri ilgili bir araştırma yürütmüş bulunuyoruz. Ayrıca oturduğumuz muhit olan İzmirr17;in Şirinyer semtinde ve hatta oturduğum apartmanın dükkan katında r0;Mevlana Yüce Derneğir1; diye misyoner bir dernek açıldı. Bu durumdan müthiş derecede rahatsız olduk ve devlet - resmi makamlarına bu rahatsızlığımızı iletmek istedik.
Araştırmalarımızın gözler önüne serdiği üzere, ülkemiz üzerinde;
1. Dinsizleştirme ve geleceğimizi töhmet altında bırakma,
2. Ekonomik buhrana sürükleyip ülke ve millet olarak maddi ve manevi çıkış yollarımızı bozma ve engelleme,
3. ABD ve AB (Hıristiyan devletler) politikalarına ve çıkarlarına, Haçlı Seferleri ruhunun psikolojik ve maddi yanına uygun davranmamızı sağlama,
4. Öncelikle milli kimliğimiz olan Türklüğü yok ederek sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kavramını, ardından bunu da yok ederek sadece Müslüman kimliğini, sonraki aşamada bu da yok edileceği için "köle sürüleri" kavramını var etme, bunu halka kabul ettirme,
5. Birinci evrenin sonraki aşamasında Müslüman kimliği üzerinde bölünmeler yaşatarak; Türk-Kürt-Alevi-Hıristiyan(laştırılmış) tebaa ayrımını sağlama,
6. Ülkemizden mal satın alarak, borsamızda milyarlarca dolar para döndürüp faizini devletin sırtına bindirerek, dış borca her gün 120 milyon dolar faiz öder hale getirerek ülkemizin geleceğini haciz altına alma
şeklinde süre giden faaliyetler uygulanmaktadır. Kimileri bunlara "faraziye komplo teorileri", kimileri "saçmalıkr1;, kimileri "birşey yapamazlar, korkacak birşey yok" demesine karşın memleketimizin her yanında Hıristiyanlaşma faaliyetleri devam etmektedir. Elinde İncil, boynunda haç ile dolaşan bir sürü batı kültürü hayranı genç insan görüyoruz. Batı heveslisi veya kimlik bunalımındaki insanların yenilik arayışları doğrultusunda her sene yeni inanışlar ve yeni uyduruk dinler türemektedir. Kimi insanlar her sene din değiştirir olmuştur. Böyle durumlar; aile kurumu ve toplum üzerinde büyük tahribatlar yapmakta ve insanları psikolojik bunalımlara sürüklemektedir.
Hıristiyan devletlerin Müslüman devletler üzerinde oynadıkları bu oyunlar elbette ki kabul edilemez. Nereden hangi oyuna başladıkları onlar için önemli değil. Öyle bir plan hazırlanmış ki sadece Müslüman ülkeleri tüketme ve köleleştirme üzerine herhangi bir çalışma yapılması onların ekmeğine bal sürmektedir. Dünya Kiliseler Birliğinin, Skulls and Society Cemiyetinin, mason localarının, Avrupa Birliğinin; Türkiye ve Müslümanlık kimliği üzerindeki 350 seneden beridir süren planları ortaya çıkartılmıştır. 2020 senesine kadar Türkiye halkının % 10r17;unun Hıristiyanlaştırılması ve Türkiyer17;nin bölünmesi planlanmaktadır. Aydın ve uyanık geçinen mason ve hatta gizli dönme Hıristiyan tebaa ülkemiz üzerinde oynanan planlara yardım etmekte, feraset sahibi olup r0;olanları görenr1; insanları aşağılayarak onları halk arasında r0;küçük düşürmeye ve hatta kafayı yemiş konumuna getirmeyer1; çabalamaktadırlar. Böylece ortam onlara ve ütopyalarına kalacaktır.
Son 20 yıldır ülkemizde hız kazanan "misyonerlik ve siyonist" faaliyetler; içiçe geçmiş ve yardımlaşa hareket eden organizasyonlar haline getirilmişlerdir. Misyonerler; İslam dinini çökertmek üzere her türlü sapık inanışı ülkemize sokmaya çalışmaktadırlar. Masonlar ise; 3 büyük dernekleri vasıtası ile ülkemizdeki maddi ve manevi yapılar, dengeler üzerine söz sahibi olmaya ve kontrolü tamamen ellerine almaya çalışmaktalar. Bir de misyonerler ile masonlar arasında kavramlar türemiştir. Bunlar da Skulls and Society, Scientology, Dünya Kardeşlik - Mevlana Yüce Derneği (Vakfı) gibi tarikatlardır. Kullandıkları amblemlerden de bunları rahatlıkla görebiliyoruz.
Bu dernekler ve vakıflar bugün mahalle aralarına varasıya merkezler kuruyorlar ve insanların beyinlerini yıkamaya devam ediyorlar. Hem de seans başına 100 dolar gibi rakamlara.. İslam Tasavvufunda izah bulan yöntemleri değiştirip "para kazanç yolu" haline getirmiş olan sapık tarikatlar, insanları sistemsiz olarak "sözde en yüksek erdem kapısına" getirmek üzere soyup soğana çevirmekte ve psikolojik dengelerini alt-üst etmektedirler.
Ayrıca bu tür oluşumlar, girdikleri semtlerde ve mahallelerde sorunlar oluşturmakta, bu da yetmiyormuş gibi çevre sakinleri üzerinde duygu sömürüsü yapılmakta, insanların ses çıkartmaması için dernek üyelerince çevre sakinlerine tehditler savrulmakta, bulundukları apartmanların elektrik ve su tesisatlarına ciddi zararlar vermekte ve bunun bedelini apartman sakinlerine ödetmeye çalışmaktadırlar. İnançlarına ve yaşam tarzlarına aykırı bu tür oluşumlar çevre sakinlerinin sinirlerini bozmaktadır.
Halkımızın milli ve manevi birlik, beraberlik, huzur ve mutluluğunun bozulmaması, kavgalar çıkmaması açısından bu tür sapık, gereksiz, çıkar amaçlı oluşumlara ülkemizde izin verilmemesi, bu tür oluşumlar içinde olanların her yönden en ağır yaptırımlar ve cezalar ile karşı karşıya kalmaları gerektiğine yürekten inanmaktayım. Allah tarafından gönderildiği "ilimle, mucizelerle, ilahi buyruklarla, ahlaki düsturlarla, manevi hal ile" sabit olan İslamiyeti küçük düşürme, aşağılama, parçalama, yok etme; Müslüman halkın birlik ve beraberliğini bozma, halk arasına nifak sokma, halkın psikolojini bozarak kavga ve vahşet ortamı hazırlama amaçlı bu tür sapık ve batıl inanışların ülkemiz coğrafyasından silinmesi gerektiğine yürekten inanmaktayım.
"Bizden başka yere gidersen mahvolursun" diyerek insanları tehdit eden bu oluşum, insanların maneviyatı ile oynayarak kendilerine çıkar ortamı yaratmaktadır. Bir de üstelik "Atatürk, Mevlana, Abdülkadiri Geylani" gibi insanlığa üstün hizmetleri dokunmuş ve manevi alemimizde önemli yer oluşturan şahsiyetlerin "uzaydan geldiklerini" iddia edecek kadar ileri gitmektedirler.
Devletin öncelikli görevlerinden birisi de; halkının ruhi dengesini ve inanç bütünlüğünü korumak, halkın dirlik ve düzenini ayakta tutmak, huzurlu ve mutlu bir yaşamı tahsis etmektir. Boşvercilik, bananecilik ile bir yere varılamaz, bir yerlere yaranmak pahasını halk heba edilemez.
Son Haber / 31 Aralık 2007:
Hürriyet Mah. Namık Kemal Caddesi No:112 Şirinyer / İzmir adresinde bakkalın hemen yan tarafındaki, eski kahvehanenin bulunduğu ve yaşlı bakım evinin karşısındaki yere misyonerler mekan kurmuş durumdadır. "İnsanların uzaydan geldikleri" gibi saçma sapan şeyler anlatıp "misyoner broşürleri" dağıtmaya başlamışlar. Daha baştan "burası Mevlana ile ilgili bir dernek olacak" demişler. Geçen gün perdeleri sıkı sıkıya kapalı olan bu yerlerinde ilk toplantılarını yaptılar. Böyleleri ile daha evvel de karşılaştım. Kanun yolu ile olmazsa cebren buradan söküp atacağım adamları. kendi dediklerine göre 800 üyeleri varmış bunların. Adı da "Dünya Kardeşlik Merkezi Birleşimi - Mevlana Yüce Derneği" gibi birşey... Lafta "dünya birlikleri" varmış. Araştırmalarıma göre bu adamlar sapık r0;Scientology Tarikatır1; Türkiye mümessili mensupları. Atatürk, Mevlana gibi insanların r0;uzaydan geldiklerinir1; iddia ediyorlarmış, alfa-beta gezegenlerinden, 14.boyuttan bahsediyorlarmış. Üyelerinden de seans başına 100 dolar alıp, onları yüce mertebeye getiresiye kadar yüzlerce seans eğitim veriyorlarmış. Dünyada 8-10 milyon üyeleri varmış. Arada r0;İsa Mesihr1; diye misyoner anlatılarının olduğunu da duyduk.
Mekân sahiplerinin "böyle yerler açacak olanlara mal satmamaları veya kiraya vermemeleri de gerekir. Bir yandan "ben elhamdülillah Müslümanr17;ım" diyeceksiniz, öte yandan "Hıristiyan misyonerlere olanak sağlayacaksınız".. "Ben bilmiyordum" demek te geçer yol değildir. O zaman "araştırmadan, soruşturmadan" kimseye malınızı satmayacak veya kiralamayacaksınız. Aksi durumlar için "sözleşmenize madde ilave edecek ve eğer böyle durumlar hasıl olursa derhal onları çıkartıp süreceksiniz".. Apartman sakinleri de böyle durumlarda derhal tepkilerini ortaya koymalı, imza toplayarak "karakola, valiliğe, kaymakamlığa, müftülüğe, basın organlarına" durumu bildirmeli ve apartmanlarında bu kişilerin kovulmasını sağlamalıdırlar.
Kendilerine sorsanız r0;bu derneğin veya vakfın herhangi bir masonik veya misyoner faaliyeti olmadığınır1; söylerler. İki bariz delil vardır ki bu söylemi yalanlar:
1. Derneğin ambleminde olan üçgen içinde yazılar; bilindiği gibi mason teşkilatlarında r0;Horusr17;un Gözür1; diye geçen ve masonlar için altın devirler olan r0;Mısır dönemini anlatan piramit üçgenir1; sembolik olarak masonları anlatır. Mevlana Yüce Derneği - Vakfı sembolü de piramit üçgenidir ve r0;Horusr17;un Gözür1; yerine de r0;Mevlanar1; yazarak r0;Mevlanar17;nın kutsallığır1; mekanizması doğurulmuştur.
2. Yapılan incelemelerde r0;derneğin öğretileri arasında her dinden ve inanıştan bir parça olduğu görülmektedir. Yeni Şafakr17;ta çıkan bir haberden alıntı yaparsak:
r0;Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz, Prof. Dr. Mustafa Öz ve Prof. Dr. İlyas Çelebi oluşturdukları bir komisyonla Bilgi kitabını inceleyerek bir rapor hazırladılar. "Bilgi kitabının din kitabı olmadığı bildirildiği halde, tanrısal merkezli bir kitap olarak vurgulanması büyük bir çelişki içeriyor" ifadesine yer verilen raporda, kitabı yazan kişinin de çelişkileri fark ederek, bu çelişkilere bilinçli olarak yer verdiği belirtildi.
Raporda, Bilgi Kitabı'na göre üç üyenin ortak hesap açmaları gerektiği ve bu hesabın direkt olarak başkan tarafından da kullanılabilmesine olanak sağlandığı böylece yasal olmayan yöntemlerle üyelerden para toplandığı saptandı. Raporda şunlara yer verildi: "Kitap Hinduizm, reenkarnasyon, Kabala mistisizmini, Hıristiyanlıktan Teslis'i, Batınilik'ten Hurufiliği, Tasavvuf'tan Vahdet'i Vücud'u, milenyum akımlarından UFO'culuğu alarak birleştirmeye çalışan tutarsızlıklarla dolu bir eserdir. Bilgisiz, cahil, eleştiri kabiliyeti olmayan ve istismara müsait insanları kandırmak ve yanlış yollara sürüklemek için bir araç. Bu nedenle insanlara okutularak dikte ettirilmesi sakıncalıdır. Türk toplumunun aile yapısını darbe vurucu nitelikte toplumsal düzeni ve birliği bozacak özellikte bir kitaptır." Çorak, yazdığı Bilgi kitabının Alfa Kanalı'ndan kendisine yazdırıldığını, hatta bu kitapla diğer bütün kutsal kitapların devrinin sona erdiğini iddia ediyor.r1;
Hıristiyanlıktan r0;teslis inancını - üçleme / Baba, oğul, kutsal ruhr1; aldıkları belirtilmektedir. Dolayısı ile yaptıkları faaliyet; misyonerlik ile sapık tarikat Vahhabilik arasında gezen bir çizgidedir. Bu durum, misyonerlerin ekmeğine bal sürmektedir. Çünkü halkı r0;sapık bir inanca sürüklemekter1; ve dinsizleştirmektedir.
Böyle gayri-dini ve gayri-ahlaki propaganda merkezlerinin apartmanlarımız ve mahallelerimizde barınmaması için apartman ve mahalle sakinlerince r0;imza toplanıpr1; belediye, kaymakamlık, valilik makamlarına başvuruda bulunup r0;mülk sahibi olsalar dahir1; buradan çıkartılmaları sağlanabilmektedir.
Ayrıca, toplantı merkezlerine bağlamış oldukları 3 adet klima yüzünden, yaptıkları 2 toplantının ilkinde apartmanın elektrik panosunu yaktılar, ikincisinde de elektriği direkten attırdılar. İlkinde ortaya çıkan 600 YTLr17;lik masrafı da ödememek istemektedirler. r0;Apartmanın tel sisteminin çürük olması onların suçu değilmişr30;r1; Ancak apartman yapılalı beri böyle hiçbir sorun da yaşanmadığı kesindir. Kimse onların başı bozuk tavırlarını çekmeye zorlanamaz.
Yaklaşık 72 sayfalık bir araştırma çalışmam da aşağıdaki linkte mevcuttur. Buradan indirerek "her Müslüman Türkün mutlaka bilmesi gereken bilgileri" içeren, ülkemiz üzerine oynanan gizli oyunları aktaran "ARAŞTIRMA-MİSYONER.pdf" isimli araştırma broşürümüzü aşağıdaki linkin altından temin edebilirsiniz. Bu dosyanın dikkatle okunmasını tavsiye ederim. Birçok kaynaktan derleme ve özgün yazılarla aktarımlar mevcuttur.
Resmi kurumlardan ve devletimden talebimiz:
Halkımızın ruhi dengesinin korunması, bu vatan uğruna nice kahramanlıklar yapan ve Allah ile r0;yakin olmar1; ölçüsünde canlarını veren atalarımızın ruhlarının şad olması ve rahat etmeleri, din-i İslamiyyenin muhafazası ve her daim muzaffer kılınması, kıyamet kopmadıkça Türk kimliğimizin korunması, insanımızın Müslüman kimliğine gelebilecek her türlü saldırının önlenmesi, devletimizin milletimizle uzlaşık olmasını, ülkemizin birlik ve beraberliğinin sağlanarak korunması bakımından r0;her türlü misyoner faaliyetin önlenmesi, halk içinden temizlenmesi ve bir daha böyle faaliyetlerin yapılmaması için gerekli tedbirlerin alınmasır1; konularında taviz verilmeden çalışmaların yapılmasını talep ediyorum. Avrupa Birliği veya her ne melem olursa olsun, bizi r0;kimliğimizi koruma, ülkemize sahip çıkma ve dinimizi yaşama hususlarında engelleyememelir1;. Zira bu dünyanın bir de ötesi var. Bizler r0;Allahr17;a inanan insanlarr1; olarak üzerimize düşen görevleri yapmalıyız.
Konunun araştırılarak gerekli cezai işlemlerin yapılması, halkın aklını ve inancını bulandırıcı bu tür faaliyetlerden duyduğum büyük rahatsızlık dolayısı ile bir kamu vatandaşı olarak şikayetimin değerlendirilmesini, halk arasında infial yaratan bu tür sapık inanç oluşumlarının ebediyyen ülkemizde yasaklanmasını, anayasal hakkımız olan "din ve vicdan hürriyetimize müdahil olunduğu için" adı geçen derneğin ve vakfın kapatılmasını ve yöneticileri-üyeleri dahil olmak üzere başka bir isimle dahi olsa herhangi bir sivil toplum örgütü kurma girişimlerinin ebediyyen yasaklanmasını istiyorum.
Birgün çocuklarımız eve r0;elinde İncil ve boynunda haçr1; ile gelmeden evvel İslamiyeti koruma, dinimizi yaşama ve çocuklarımıza - ailemize anlatma görevimizi hatırlayalım. Devlet ve millet olarak bunların önünde r0;İslamr17;ın Seddir1; gibi duralım. r0;Korkak, bencil, bananeci, kendi keyfini düşünücü, çıkarperestr1; davranışlar sergileyerek üstümüze gelen tehlikeleri bertaraf edemeyiz. Mahallemizde çıkan yangın, birgün bizim evimizi de mutlaka saracaktır.
Biz r0;kamu vatandaşlarır1; olarak, bu tür oluşumlara r0;inanç veya her ne adına olursa olsunr1; izin verilmemesini, Avrupa Birliği sevdasına bunlara göz yumulmamasını talep ediyoruz. Ayrıca bizim milli kültürümüze, geleneklerimize ve İslam inancımıza saygı duymayacaklar, onun üzerine komplolar kurup duracaklar, bizlere abuk bozuk kültürlerini, ahlaklarını, dini inançlarını empoze etmeye devam edeceklerse Avrupa Birliğir17;ni de istemiyoruz. Ne ABr17;ye, ne ABDr17;ye, ne uzayın Sirius gezegeninden gelenlere, ne de Yahuda Şahitlerinin öğretilerine ihtiyacımız, ne de bozuk ve uydurma tarikatlara sempatimiz ve talebimiz yoktur. Aza kanaat getiririz, temiz yaşarız, imanımızla ölürüz. Bizim isteğimiz budur.
İslam, tarih boyunca hiçbir zaman r0;insanların önüne bilimsel, kültüre, sosyal gelişimi engelleyicir1; bir faktör olarak çıkmamıştır. Aksine insanları r0;bilime, aydınlığa, aklın gücüne, gelişimer1; davet etmiştir. r0;İki günü bir olan bizden değildirr1; r0;ilim Çinr17;de bile olsa onu alr1; gibi sözler ile Kurr17;n-ı Kerimr17;de sık sık geçen r0;r30;.. bu hususta düşünen akıl sahipleri için ibretler vardırr1; ifadeleri bunu destekler. Kimse bunun aksini de iddia edemez. Edeni de biz r0;cehaletler1; ve r0;kasıtlı kötüleme davranışıylar1; yorumlarız.
İlgililere ve bilgi sahibi olmak isteyenlere ihtiyaten ve ikazen duyurulur!
Saygılarımızla,
Turkish Power Team
Anti-misyoner Grubu
2008
"Bir toplumda cahillik marifet sayıldığında, cahile hürmet edilip baş tacı edildiğinde, işbilmeze ve tecrübesize yöneticilik iradesi yüklendiğinde, akıllı zekinin altında ezildiğinde, dilbazlar akılbazlara hükmetmeye bırakıldığında, hak savaşında haklı olan haksızın inisiyatifine terk edildiğinde, okumak değil para kazanmak ile gösteriş marifet kabul edildiğinde, sıkıntı çekene sırt dönüldüğünde, çalışan ile ilgilenilmediğinde, paylaşımcılık öldüğünde, sevgi ölüp cinsellik geçerli olduğunda, amasendecilik ve bananecilik toplumun iliklerine işlediğinde, yaşam ve dünyanın özkaynakları bilinçsizce ve sorumsuzca tüketildiğinde, doğal yaşam alanları yok edildiğinde, her anlamda dünyanın dengesi yerinden oynatıldığında, akılsız ve fikirsiz insanların sözü geçtiğinde, çürük elma ile sağlam elma yer değiştirdiğinde, bilim adı altında dinler uydurulduğunda, rahmani inanç sistemi baltalanmak istendiğinde, uçan kuş suratına tükürdüğünde, horozlar konuştuğunda, inekler sütten kesildiğinde, gök gri bir bulutla örtüldüğünde, su savaşlarında toplumlar helak olduğunda, gök gözlü bebek ağlamayı kestiğinde, bir bez ile dört tahta üstüne örtüldüğünde, idarecilik Hak katından verilmeyip insanlar tarafından zaptedildiğinde, Hakka dönük değil kula dönük yaşandığında, cahil eğitmli olanın üstüne bastığında, kesif bir kokunun insanların ciğerlerini kavurduğunda bil ki artık KIYAMET KOPMUŞTUR ve son umudunu da çoktan geride bırakmışsındır.. BURGUT."
" ARAŞTIRMADAN, SORUŞTURMADAN, DÜŞÜNMEDEN, SAĞLAM TEMELLERE BASMADAN, DOĞRU BİLDİKLERİN İLE İLGİLİ GEÇERLİ EVRENSEL BİR ÇIKIŞ NOKTASI YAKALAMADAN SADECE ENANİYET İLE OLAYLARA VE DÜŞÜNCELERE YAKLAŞMA.. FERASETİ KAPALI BİR İNSAN KADAR KÖR OLANI DA YOKTUR... FERASETİ KAPALI BİR İNSAN KADAR YANLIŞ KARAR ALANI DA YOKTUR... FERASETİ KAPALI BİR İNSANIN SÖYLEDİKLERİNİ CİDDİYE ALAN DA YOKTUR... "BİLİYORSAN KONUŞ FEYZ ALSINLAR, BİLMİYORSAN SUS ALİM SANSINLAR". BOŞ KONUŞAN BOŞ YAŞAMIŞ DEMEKTİR. KONUŞMUŞ OLMAK İÇİN VEYA NEFSİNE DOKUNDU DİYE KONUŞMA, YANILIRSIN, ALDATILIRSIN, DIŞLANIRSIN.
-ALINTI-
Vedia Bülent Çorak garip ve sapık bir tarikat kurdu. Adına para bastırdı. 2014 yılını kıyamet günü ilan etti. Hızla yayılırken, işin içine para girince herşey tepetaklak oldu.
Vakıf görüntüsü altında tarikat grubu halinde yayılan ‘Mevlana Yüce Vakfı’na eski üyeleri savaş açtı. 2014’te kıyametin kopacağını ve sözde kutsal kitaplarıyla hüküm süreceklerini öne süren vakfın başkanı Vedia Bülent Çorak, yolsuzlukla suçlanıyor...
Makale 2: Sapık İnanışlar Kıskacında Türkiye.
Konu: Misyonerlik Faaliyetleri ile İlgili Şikayet
Tarih: 04.01.2008
Sayın İlgili,
350 senedir Osmanlı coğrafyasında Hıristiyan devletler tarafından oynanan dinsizleştirme oyunları, son 20 senedir Anadolu topraklarında büyük hız kazanmıştır. Bu durum, kamu vicdanı olarak Müslüman Türk halkını endişelendirmekte ve üzmektedir. Kimse eşinin ve çocuklarının Hıristiyanlaştırılmasını ve hatta r0;ahlaksız, bilinçsiz, vicdansız, sorumsuz, kolayca güdülebilenr1; insanlar haline gelmesini istemez.
Bu bakımdan, misyonerlik faaliyetleri ilgili bir araştırma yürütmüş bulunuyoruz. Ayrıca oturduğumuz muhit olan İzmirr17;in Şirinyer semtinde ve hatta oturduğum apartmanın dükkan katında r0;Mevlana Yüce Derneğir1; diye misyoner bir dernek açıldı. Bu durumdan müthiş derecede rahatsız olduk ve devlet - resmi makamlarına bu rahatsızlığımızı iletmek istedik.
Araştırmalarımızın gözler önüne serdiği üzere, ülkemiz üzerinde;
1. Dinsizleştirme ve geleceğimizi töhmet altında bırakma,
2. Ekonomik buhrana sürükleyip ülke ve millet olarak maddi ve manevi çıkış yollarımızı bozma ve engelleme,
3. ABD ve AB (Hıristiyan devletler) politikalarına ve çıkarlarına, Haçlı Seferleri ruhunun psikolojik ve maddi yanına uygun davranmamızı sağlama,
4. Öncelikle milli kimliğimiz olan Türklüğü yok ederek sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kavramını, ardından bunu da yok ederek sadece Müslüman kimliğini, sonraki aşamada bu da yok edileceği için "köle sürüleri" kavramını var etme, bunu halka kabul ettirme,
5. Birinci evrenin sonraki aşamasında Müslüman kimliği üzerinde bölünmeler yaşatarak; Türk-Kürt-Alevi-Hıristiyan(laştırılmış) tebaa ayrımını sağlama,
6. Ülkemizden mal satın alarak, borsamızda milyarlarca dolar para döndürüp faizini devletin sırtına bindirerek, dış borca her gün 120 milyon dolar faiz öder hale getirerek ülkemizin geleceğini haciz altına alma
şeklinde süre giden faaliyetler uygulanmaktadır. Kimileri bunlara "faraziye komplo teorileri", kimileri "saçmalıkr1;, kimileri "birşey yapamazlar, korkacak birşey yok" demesine karşın memleketimizin her yanında Hıristiyanlaşma faaliyetleri devam etmektedir. Elinde İncil, boynunda haç ile dolaşan bir sürü batı kültürü hayranı genç insan görüyoruz. Batı heveslisi veya kimlik bunalımındaki insanların yenilik arayışları doğrultusunda her sene yeni inanışlar ve yeni uyduruk dinler türemektedir. Kimi insanlar her sene din değiştirir olmuştur. Böyle durumlar; aile kurumu ve toplum üzerinde büyük tahribatlar yapmakta ve insanları psikolojik bunalımlara sürüklemektedir.
Hıristiyan devletlerin Müslüman devletler üzerinde oynadıkları bu oyunlar elbette ki kabul edilemez. Nereden hangi oyuna başladıkları onlar için önemli değil. Öyle bir plan hazırlanmış ki sadece Müslüman ülkeleri tüketme ve köleleştirme üzerine herhangi bir çalışma yapılması onların ekmeğine bal sürmektedir. Dünya Kiliseler Birliğinin, Skulls and Society Cemiyetinin, mason localarının, Avrupa Birliğinin; Türkiye ve Müslümanlık kimliği üzerindeki 350 seneden beridir süren planları ortaya çıkartılmıştır. 2020 senesine kadar Türkiye halkının % 10r17;unun Hıristiyanlaştırılması ve Türkiyer17;nin bölünmesi planlanmaktadır. Aydın ve uyanık geçinen mason ve hatta gizli dönme Hıristiyan tebaa ülkemiz üzerinde oynanan planlara yardım etmekte, feraset sahibi olup r0;olanları görenr1; insanları aşağılayarak onları halk arasında r0;küçük düşürmeye ve hatta kafayı yemiş konumuna getirmeyer1; çabalamaktadırlar. Böylece ortam onlara ve ütopyalarına kalacaktır.
Son 20 yıldır ülkemizde hız kazanan "misyonerlik ve siyonist" faaliyetler; içiçe geçmiş ve yardımlaşa hareket eden organizasyonlar haline getirilmişlerdir. Misyonerler; İslam dinini çökertmek üzere her türlü sapık inanışı ülkemize sokmaya çalışmaktadırlar. Masonlar ise; 3 büyük dernekleri vasıtası ile ülkemizdeki maddi ve manevi yapılar, dengeler üzerine söz sahibi olmaya ve kontrolü tamamen ellerine almaya çalışmaktalar. Bir de misyonerler ile masonlar arasında kavramlar türemiştir. Bunlar da Skulls and Society, Scientology, Dünya Kardeşlik - Mevlana Yüce Derneği (Vakfı) gibi tarikatlardır. Kullandıkları amblemlerden de bunları rahatlıkla görebiliyoruz.
Bu dernekler ve vakıflar bugün mahalle aralarına varasıya merkezler kuruyorlar ve insanların beyinlerini yıkamaya devam ediyorlar. Hem de seans başına 100 dolar gibi rakamlara.. İslam Tasavvufunda izah bulan yöntemleri değiştirip "para kazanç yolu" haline getirmiş olan sapık tarikatlar, insanları sistemsiz olarak "sözde en yüksek erdem kapısına" getirmek üzere soyup soğana çevirmekte ve psikolojik dengelerini alt-üst etmektedirler.
Ayrıca bu tür oluşumlar, girdikleri semtlerde ve mahallelerde sorunlar oluşturmakta, bu da yetmiyormuş gibi çevre sakinleri üzerinde duygu sömürüsü yapılmakta, insanların ses çıkartmaması için dernek üyelerince çevre sakinlerine tehditler savrulmakta, bulundukları apartmanların elektrik ve su tesisatlarına ciddi zararlar vermekte ve bunun bedelini apartman sakinlerine ödetmeye çalışmaktadırlar. İnançlarına ve yaşam tarzlarına aykırı bu tür oluşumlar çevre sakinlerinin sinirlerini bozmaktadır.
Halkımızın milli ve manevi birlik, beraberlik, huzur ve mutluluğunun bozulmaması, kavgalar çıkmaması açısından bu tür sapık, gereksiz, çıkar amaçlı oluşumlara ülkemizde izin verilmemesi, bu tür oluşumlar içinde olanların her yönden en ağır yaptırımlar ve cezalar ile karşı karşıya kalmaları gerektiğine yürekten inanmaktayım. Allah tarafından gönderildiği "ilimle, mucizelerle, ilahi buyruklarla, ahlaki düsturlarla, manevi hal ile" sabit olan İslamiyeti küçük düşürme, aşağılama, parçalama, yok etme; Müslüman halkın birlik ve beraberliğini bozma, halk arasına nifak sokma, halkın psikolojini bozarak kavga ve vahşet ortamı hazırlama amaçlı bu tür sapık ve batıl inanışların ülkemiz coğrafyasından silinmesi gerektiğine yürekten inanmaktayım.
"Bizden başka yere gidersen mahvolursun" diyerek insanları tehdit eden bu oluşum, insanların maneviyatı ile oynayarak kendilerine çıkar ortamı yaratmaktadır. Bir de üstelik "Atatürk, Mevlana, Abdülkadiri Geylani" gibi insanlığa üstün hizmetleri dokunmuş ve manevi alemimizde önemli yer oluşturan şahsiyetlerin "uzaydan geldiklerini" iddia edecek kadar ileri gitmektedirler.
Devletin öncelikli görevlerinden birisi de; halkının ruhi dengesini ve inanç bütünlüğünü korumak, halkın dirlik ve düzenini ayakta tutmak, huzurlu ve mutlu bir yaşamı tahsis etmektir. Boşvercilik, bananecilik ile bir yere varılamaz, bir yerlere yaranmak pahasını halk heba edilemez.
Son Haber / 31 Aralık 2007:
Hürriyet Mah. Namık Kemal Caddesi No:112 Şirinyer / İzmir adresinde bakkalın hemen yan tarafındaki, eski kahvehanenin bulunduğu ve yaşlı bakım evinin karşısındaki yere misyonerler mekan kurmuş durumdadır. "İnsanların uzaydan geldikleri" gibi saçma sapan şeyler anlatıp "misyoner broşürleri" dağıtmaya başlamışlar. Daha baştan "burası Mevlana ile ilgili bir dernek olacak" demişler. Geçen gün perdeleri sıkı sıkıya kapalı olan bu yerlerinde ilk toplantılarını yaptılar. Böyleleri ile daha evvel de karşılaştım. Kanun yolu ile olmazsa cebren buradan söküp atacağım adamları. kendi dediklerine göre 800 üyeleri varmış bunların. Adı da "Dünya Kardeşlik Merkezi Birleşimi - Mevlana Yüce Derneği" gibi birşey... Lafta "dünya birlikleri" varmış. Araştırmalarıma göre bu adamlar sapık r0;Scientology Tarikatır1; Türkiye mümessili mensupları. Atatürk, Mevlana gibi insanların r0;uzaydan geldiklerinir1; iddia ediyorlarmış, alfa-beta gezegenlerinden, 14.boyuttan bahsediyorlarmış. Üyelerinden de seans başına 100 dolar alıp, onları yüce mertebeye getiresiye kadar yüzlerce seans eğitim veriyorlarmış. Dünyada 8-10 milyon üyeleri varmış. Arada r0;İsa Mesihr1; diye misyoner anlatılarının olduğunu da duyduk.
Mekân sahiplerinin "böyle yerler açacak olanlara mal satmamaları veya kiraya vermemeleri de gerekir. Bir yandan "ben elhamdülillah Müslümanr17;ım" diyeceksiniz, öte yandan "Hıristiyan misyonerlere olanak sağlayacaksınız".. "Ben bilmiyordum" demek te geçer yol değildir. O zaman "araştırmadan, soruşturmadan" kimseye malınızı satmayacak veya kiralamayacaksınız. Aksi durumlar için "sözleşmenize madde ilave edecek ve eğer böyle durumlar hasıl olursa derhal onları çıkartıp süreceksiniz".. Apartman sakinleri de böyle durumlarda derhal tepkilerini ortaya koymalı, imza toplayarak "karakola, valiliğe, kaymakamlığa, müftülüğe, basın organlarına" durumu bildirmeli ve apartmanlarında bu kişilerin kovulmasını sağlamalıdırlar.
Kendilerine sorsanız r0;bu derneğin veya vakfın herhangi bir masonik veya misyoner faaliyeti olmadığınır1; söylerler. İki bariz delil vardır ki bu söylemi yalanlar:
1. Derneğin ambleminde olan üçgen içinde yazılar; bilindiği gibi mason teşkilatlarında r0;Horusr17;un Gözür1; diye geçen ve masonlar için altın devirler olan r0;Mısır dönemini anlatan piramit üçgenir1; sembolik olarak masonları anlatır. Mevlana Yüce Derneği - Vakfı sembolü de piramit üçgenidir ve r0;Horusr17;un Gözür1; yerine de r0;Mevlanar1; yazarak r0;Mevlanar17;nın kutsallığır1; mekanizması doğurulmuştur.
2. Yapılan incelemelerde r0;derneğin öğretileri arasında her dinden ve inanıştan bir parça olduğu görülmektedir. Yeni Şafakr17;ta çıkan bir haberden alıntı yaparsak:
r0;Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz, Prof. Dr. Mustafa Öz ve Prof. Dr. İlyas Çelebi oluşturdukları bir komisyonla Bilgi kitabını inceleyerek bir rapor hazırladılar. "Bilgi kitabının din kitabı olmadığı bildirildiği halde, tanrısal merkezli bir kitap olarak vurgulanması büyük bir çelişki içeriyor" ifadesine yer verilen raporda, kitabı yazan kişinin de çelişkileri fark ederek, bu çelişkilere bilinçli olarak yer verdiği belirtildi.
Raporda, Bilgi Kitabı'na göre üç üyenin ortak hesap açmaları gerektiği ve bu hesabın direkt olarak başkan tarafından da kullanılabilmesine olanak sağlandığı böylece yasal olmayan yöntemlerle üyelerden para toplandığı saptandı. Raporda şunlara yer verildi: "Kitap Hinduizm, reenkarnasyon, Kabala mistisizmini, Hıristiyanlıktan Teslis'i, Batınilik'ten Hurufiliği, Tasavvuf'tan Vahdet'i Vücud'u, milenyum akımlarından UFO'culuğu alarak birleştirmeye çalışan tutarsızlıklarla dolu bir eserdir. Bilgisiz, cahil, eleştiri kabiliyeti olmayan ve istismara müsait insanları kandırmak ve yanlış yollara sürüklemek için bir araç. Bu nedenle insanlara okutularak dikte ettirilmesi sakıncalıdır. Türk toplumunun aile yapısını darbe vurucu nitelikte toplumsal düzeni ve birliği bozacak özellikte bir kitaptır." Çorak, yazdığı Bilgi kitabının Alfa Kanalı'ndan kendisine yazdırıldığını, hatta bu kitapla diğer bütün kutsal kitapların devrinin sona erdiğini iddia ediyor.r1;
Hıristiyanlıktan r0;teslis inancını - üçleme / Baba, oğul, kutsal ruhr1; aldıkları belirtilmektedir. Dolayısı ile yaptıkları faaliyet; misyonerlik ile sapık tarikat Vahhabilik arasında gezen bir çizgidedir. Bu durum, misyonerlerin ekmeğine bal sürmektedir. Çünkü halkı r0;sapık bir inanca sürüklemekter1; ve dinsizleştirmektedir.
Böyle gayri-dini ve gayri-ahlaki propaganda merkezlerinin apartmanlarımız ve mahallelerimizde barınmaması için apartman ve mahalle sakinlerince r0;imza toplanıpr1; belediye, kaymakamlık, valilik makamlarına başvuruda bulunup r0;mülk sahibi olsalar dahir1; buradan çıkartılmaları sağlanabilmektedir.
Ayrıca, toplantı merkezlerine bağlamış oldukları 3 adet klima yüzünden, yaptıkları 2 toplantının ilkinde apartmanın elektrik panosunu yaktılar, ikincisinde de elektriği direkten attırdılar. İlkinde ortaya çıkan 600 YTLr17;lik masrafı da ödememek istemektedirler. r0;Apartmanın tel sisteminin çürük olması onların suçu değilmişr30;r1; Ancak apartman yapılalı beri böyle hiçbir sorun da yaşanmadığı kesindir. Kimse onların başı bozuk tavırlarını çekmeye zorlanamaz.
Yaklaşık 72 sayfalık bir araştırma çalışmam da aşağıdaki linkte mevcuttur. Buradan indirerek "her Müslüman Türkün mutlaka bilmesi gereken bilgileri" içeren, ülkemiz üzerine oynanan gizli oyunları aktaran "ARAŞTIRMA-MİSYONER.pdf" isimli araştırma broşürümüzü aşağıdaki linkin altından temin edebilirsiniz. Bu dosyanın dikkatle okunmasını tavsiye ederim. Birçok kaynaktan derleme ve özgün yazılarla aktarımlar mevcuttur.
Resmi kurumlardan ve devletimden talebimiz:
Halkımızın ruhi dengesinin korunması, bu vatan uğruna nice kahramanlıklar yapan ve Allah ile r0;yakin olmar1; ölçüsünde canlarını veren atalarımızın ruhlarının şad olması ve rahat etmeleri, din-i İslamiyyenin muhafazası ve her daim muzaffer kılınması, kıyamet kopmadıkça Türk kimliğimizin korunması, insanımızın Müslüman kimliğine gelebilecek her türlü saldırının önlenmesi, devletimizin milletimizle uzlaşık olmasını, ülkemizin birlik ve beraberliğinin sağlanarak korunması bakımından r0;her türlü misyoner faaliyetin önlenmesi, halk içinden temizlenmesi ve bir daha böyle faaliyetlerin yapılmaması için gerekli tedbirlerin alınmasır1; konularında taviz verilmeden çalışmaların yapılmasını talep ediyorum. Avrupa Birliği veya her ne melem olursa olsun, bizi r0;kimliğimizi koruma, ülkemize sahip çıkma ve dinimizi yaşama hususlarında engelleyememelir1;. Zira bu dünyanın bir de ötesi var. Bizler r0;Allahr17;a inanan insanlarr1; olarak üzerimize düşen görevleri yapmalıyız.
Konunun araştırılarak gerekli cezai işlemlerin yapılması, halkın aklını ve inancını bulandırıcı bu tür faaliyetlerden duyduğum büyük rahatsızlık dolayısı ile bir kamu vatandaşı olarak şikayetimin değerlendirilmesini, halk arasında infial yaratan bu tür sapık inanç oluşumlarının ebediyyen ülkemizde yasaklanmasını, anayasal hakkımız olan "din ve vicdan hürriyetimize müdahil olunduğu için" adı geçen derneğin ve vakfın kapatılmasını ve yöneticileri-üyeleri dahil olmak üzere başka bir isimle dahi olsa herhangi bir sivil toplum örgütü kurma girişimlerinin ebediyyen yasaklanmasını istiyorum.
Birgün çocuklarımız eve r0;elinde İncil ve boynunda haçr1; ile gelmeden evvel İslamiyeti koruma, dinimizi yaşama ve çocuklarımıza - ailemize anlatma görevimizi hatırlayalım. Devlet ve millet olarak bunların önünde r0;İslamr17;ın Seddir1; gibi duralım. r0;Korkak, bencil, bananeci, kendi keyfini düşünücü, çıkarperestr1; davranışlar sergileyerek üstümüze gelen tehlikeleri bertaraf edemeyiz. Mahallemizde çıkan yangın, birgün bizim evimizi de mutlaka saracaktır.
Biz r0;kamu vatandaşlarır1; olarak, bu tür oluşumlara r0;inanç veya her ne adına olursa olsunr1; izin verilmemesini, Avrupa Birliği sevdasına bunlara göz yumulmamasını talep ediyoruz. Ayrıca bizim milli kültürümüze, geleneklerimize ve İslam inancımıza saygı duymayacaklar, onun üzerine komplolar kurup duracaklar, bizlere abuk bozuk kültürlerini, ahlaklarını, dini inançlarını empoze etmeye devam edeceklerse Avrupa Birliğir17;ni de istemiyoruz. Ne ABr17;ye, ne ABDr17;ye, ne uzayın Sirius gezegeninden gelenlere, ne de Yahuda Şahitlerinin öğretilerine ihtiyacımız, ne de bozuk ve uydurma tarikatlara sempatimiz ve talebimiz yoktur. Aza kanaat getiririz, temiz yaşarız, imanımızla ölürüz. Bizim isteğimiz budur.
İslam, tarih boyunca hiçbir zaman r0;insanların önüne bilimsel, kültüre, sosyal gelişimi engelleyicir1; bir faktör olarak çıkmamıştır. Aksine insanları r0;bilime, aydınlığa, aklın gücüne, gelişimer1; davet etmiştir. r0;İki günü bir olan bizden değildirr1; r0;ilim Çinr17;de bile olsa onu alr1; gibi sözler ile Kurr17;n-ı Kerimr17;de sık sık geçen r0;r30;.. bu hususta düşünen akıl sahipleri için ibretler vardırr1; ifadeleri bunu destekler. Kimse bunun aksini de iddia edemez. Edeni de biz r0;cehaletler1; ve r0;kasıtlı kötüleme davranışıylar1; yorumlarız.
İlgililere ve bilgi sahibi olmak isteyenlere ihtiyaten ve ikazen duyurulur!
Saygılarımızla,
Turkish Power Team
Anti-misyoner Grubu
2008
"Bir toplumda cahillik marifet sayıldığında, cahile hürmet edilip baş tacı edildiğinde, işbilmeze ve tecrübesize yöneticilik iradesi yüklendiğinde, akıllı zekinin altında ezildiğinde, dilbazlar akılbazlara hükmetmeye bırakıldığında, hak savaşında haklı olan haksızın inisiyatifine terk edildiğinde, okumak değil para kazanmak ile gösteriş marifet kabul edildiğinde, sıkıntı çekene sırt dönüldüğünde, çalışan ile ilgilenilmediğinde, paylaşımcılık öldüğünde, sevgi ölüp cinsellik geçerli olduğunda, amasendecilik ve bananecilik toplumun iliklerine işlediğinde, yaşam ve dünyanın özkaynakları bilinçsizce ve sorumsuzca tüketildiğinde, doğal yaşam alanları yok edildiğinde, her anlamda dünyanın dengesi yerinden oynatıldığında, akılsız ve fikirsiz insanların sözü geçtiğinde, çürük elma ile sağlam elma yer değiştirdiğinde, bilim adı altında dinler uydurulduğunda, rahmani inanç sistemi baltalanmak istendiğinde, uçan kuş suratına tükürdüğünde, horozlar konuştuğunda, inekler sütten kesildiğinde, gök gri bir bulutla örtüldüğünde, su savaşlarında toplumlar helak olduğunda, gök gözlü bebek ağlamayı kestiğinde, bir bez ile dört tahta üstüne örtüldüğünde, idarecilik Hak katından verilmeyip insanlar tarafından zaptedildiğinde, Hakka dönük değil kula dönük yaşandığında, cahil eğitmli olanın üstüne bastığında, kesif bir kokunun insanların ciğerlerini kavurduğunda bil ki artık KIYAMET KOPMUŞTUR ve son umudunu da çoktan geride bırakmışsındır.. BURGUT."
" ARAŞTIRMADAN, SORUŞTURMADAN, DÜŞÜNMEDEN, SAĞLAM TEMELLERE BASMADAN, DOĞRU BİLDİKLERİN İLE İLGİLİ GEÇERLİ EVRENSEL BİR ÇIKIŞ NOKTASI YAKALAMADAN SADECE ENANİYET İLE OLAYLARA VE DÜŞÜNCELERE YAKLAŞMA.. FERASETİ KAPALI BİR İNSAN KADAR KÖR OLANI DA YOKTUR... FERASETİ KAPALI BİR İNSAN KADAR YANLIŞ KARAR ALANI DA YOKTUR... FERASETİ KAPALI BİR İNSANIN SÖYLEDİKLERİNİ CİDDİYE ALAN DA YOKTUR... "BİLİYORSAN KONUŞ FEYZ ALSINLAR, BİLMİYORSAN SUS ALİM SANSINLAR". BOŞ KONUŞAN BOŞ YAŞAMIŞ DEMEKTİR. KONUŞMUŞ OLMAK İÇİN VEYA NEFSİNE DOKUNDU DİYE KONUŞMA, YANILIRSIN, ALDATILIRSIN, DIŞLANIRSIN.
-ALINTI-
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)